Güzelim gece bir türlü aklanmadı , ama gündüzde kalp kırdılar, asıl dert arafta çatlayan bedenimdi, ve yağmur senin avuçlarındaydı, az önce önümdeydi nikotine bulaşmış gözlerin, içimdesin işte, seyret senin arşa çıkmış felaketini, üfledim, gökyüzündesin şimdi, bir yıldıza nasıl ahenk kattı sinemi terk edişin, bilirim körfezindeki rüzgarı, korkarım düşlediğimde hükmünün hançerini,ve ben bitiririm gözlerindeki serin meltemi.
Çölde yolunu kaybeden sefir ,bastığı milyon tane kuma küfretti , geçerken yanından bir seyyah fısıldadı kulağına "Daha bastığın kum tanesi kadar yolun var hayatta."
Hazzım tepetaklak suyu saran, küsme, küsme bilmiyorsun söndürdüğüm yangınların dumanı nasıl kaplar gökyüzünü, kara halin, kapat gözünü elinle, değdirme şehrin nefesini, sır halin, soluk ayak izlerini süpürsün sokağında kimsesizler , kin halin, anlamaz sokak lambaları güneşi, sus halin, tepetaklak düşer zalim, düşler balçığına, son halin, yakışmadı ittiğinde uçurumdan sarkan kurdeleli yıldızlar, serseri halim, mahçuptur asırlara, konar göçer, yurtsuzdur hatıraya, şarkılara, türkülere, sadıktır yaraya, git halim, suyu çekilmiş göle yansımaz susuz kalanlar
Bedenimin sen tarafı uçurumda, ve o taraftaydı hasat veren umutlar, ben bir heykeltraş olmalıydım, yanılgıyı bir sanat müzesinde sergilerdim , seyreylerdi alemi ekber, ker işitirdi imkansızlığı yarıp, ne acı, artık sana benzeyen bir tohum yeşermeyecek toprakta.
Mestti halvet gittik, feyzdi feza geldik, ahraz hatip bitik, çehre batıma derslik, uçuşan söylentilere baykuş malik, çarkın mecaline derinden atik, uçurtma kanadından delik, gökyüzü tanrısına devrik, azami hızında lügat tetik, asgari faydada parmak kesik, durum amaya netlik, açısal hataya dayanamadı kopan iplik, kirpiğin üstünde kelebekler panik, kefeye ayrılan hesap didaktik, çölde gölge müşgüle eksiklik, gözden düşen ahuzar yamaçta dimdik, doğru bizdik, en vahimi biz olamadığımızda bittik.
Asiyle kaçak ipte karşılaşmış, düzensizlikten sonra manidar tablo, hilebaza türe aklandıktan sonra açıklanmış, ne hoş ayrıntı, çiz bu saltanatı kalemkârî, deneme yapılıyor küstahça, duy kâtib, işle boşluğa çarpan sesi , belge olur darlıkta,sabırda sızmış ne olsa, müşgül gibi duysan ne ala, vacip mi yabancıya güzel duyan, güzel söylenen sende, güzeli kötü söyleyen çıkmazda,üçüncü sınıf bir koğuşta, ranza demirine kazılı adın ,yazan uzak, yazdıran boşluğa ranza arkadaşı, biter mi zahmete çapa, niye olmasın, dönüşte dağın karlı başı, geldi turnan memleket, selam verimsiz toprak, selam konuksuz çatı.
Merhaba dünyanın merkezi, suratına bir su çalınacak ilk ihmalinde, ters intikalde akacak şarap, temizlen düşerken, bakış açına göre düzde kalsın şehvetin, bir durağan ol, bir devingen.
Damarların bir şişenin camı olsun, kanın şişede durmadan zerk olsun zevk çekene, ıspatı olsun gözlerinden akan mürekkebin ve mavisi kapansın atmosferin , elensin beş parmağında beş sene, orman olsun ismi bozkır olan, yumruğun toprağa denk geldiğinde, bir kök sal, bir yok say.
Başucun kapatmasın hazineyi, biriksin sihri omuz haznende, kana kana içen müşgül şad olsun, bir var ol, bir yok ol.
Baktığı yıldızda parlarım cananın, sönen bir yıldıza koşarım, şevk ile paralarım alemi, çökmesin gam sisi, dil biraz alengirli, yansıtmıyor aynasında derdi, ama yansıttığı müşkülün içi, bir gülse yeter, elem keser, bir ah dese put keser hasmım, bir geçse yorgunun yolundan, derviş olurum izine, küçüklüğüm akar şimdime, yeşil bir orman dizilir çepeçevremde, bilsin merkezim, hissetsin mühürlü resmi, iniyorum artık, ufku yetti, dengemi sarsma tanrım, şu an huzurdayım.
Öyle vakur bir tutuma, böyle silik bir veda, büsbütün hayret, susturulan deli yol almış, yıkılmış anıtlar tapınağında gam söyle, sarı çizim zülüften sır taşmış, aş nefesti oysa, dem üfle, bir düş var vahim, iki adımlık yola niyetsiz adımlar kadim, dağı bir bulut sarmış, dağ biçare, yüksekliğin de bir bedeli var, kahreyle, yeli yel değil, yeri hoş değil, sımsıkı kapatılmış kapılara lütfeyle, önsöz bin yıl önce, göz bitap heceye, ayraç kitap sonunda hak sahafa, zihni bileyle, salınırken karşıdan kur yaptı hoyrat, gözleri konuşmayı nereden öğrendiyse, o dile yabancı heyhat, dilsize meyleyle.
İkna sanırsın tavrımı gözlerimin karşısında kalırsan, lakin kimyası bozuk iknamın kabiliyetinin, sırra kadem basandadır sırrım, yüzünü öyle anlattım ki bi o bilir nuru, anladım ki uzak bi köydedir şuuru, şehri öyle özledi ki saftır bu tutumu, öyle yalnız ki için dünya, kalabalık tutar her bir okyanusu, biçim senin eksik maharetin kabul gör, ay tam dolunayda gölgedeki sızım, ve ben okyanusa uzağım, bitme gece, senin neren meyus ışıklar içinde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!