Emrah Cengiz Şiirleri - Şair Emrah Cengiz

Emrah Cengiz

Şeytanın melek maskesi kul yapımı tanrım, sözü bilmeden karayı beyaza boyamak amatör ressam işi, derine indikçe ayyuka mazhar asılsızın kini, ağrısı korken açıldı içsizin kaderi, tutun ortak daldan bülbül, öc al zehirli çiçek, velev ki arkam dönük cambaza, önüm garam cansıza neyleyim, bugün bir kalem dostu yaraladı derteyleyim, ilmini bilmez esfelin özüm, çehrene bakıp faşeyleyim.

Devamını Oku
Emrah Cengiz

Özüm, şen ol hüznüm, sen ol yalnız sen ol gökyüzüm, kaçık bir kasaba şahit, neredesin halit, gitmek oldu vacip, dudak ne diyor katip, beyin değilmi hakimliğe talip, ne ufak bir ambiyans, toparlanmayan hasretmiş, bu yüce enkaz bir zamanlar cennetmiş, çöküntüler yüze desenmiş, el işlemiş, el oğlu işlemiş, bitmiş, ne avammış ümit, okyanusta sonsuz gelgit, tütün artık yaraya basit, zaman kendine taklit, net ol halim, sabrı katletti isyan salim, ne zormuş yari derbest, gazel oldu yurtta serbest, bir es, yarayı açtı nefes, giyotine el ver sen kes...

Devamını Oku
Emrah Cengiz

Milenyumun başları, sobanın üstüne koyulan mandalina kabuğu yandımı hoş kokular tüterdi, bir şeyin yanması her zaman berbat bir durum değildi, ellerini tutabilirim o halde, ve bir yol  başlar apansız, yürürüm, yakacağım amansız soluğundur, kuşluk zamanı ordayım, saçının bitip alnının başladığı yerde, memleketimde.

Devamını Oku
Emrah Cengiz

Çark eder aklımın rehberi yeni hututlar çizerim, gökyüzünde bir teleskopik merceğim, yeryüzünde kayan antipatik tipleri gözlemlerim, akıl içinde bir sulh, dem içinde bir cevap.
Sıcak buralar, güneşe daha yakın olunca us eriyor, ritimli bir gece yok, hep tokum yalana, akamın yanında yok akaba.
Bu nasıl çıray, belkide dolunay, dönüyor muyum bal petekli kozamdan, yerim hem dar hem yanlış, ya uçmalıyım ya derim kalsın cansız.
İki haber uçtu likya yolundan, biri yeşerdi ede olduk, biri kuyruklu yıldız oldu, takıldık gittik.

Devamını Oku
Emrah Cengiz

Sırtında gezinirdi denizin, fikri düşe yanaşsa zül olurdu, ustadır gayesi arsız keyfin, sarmalamış etrafını birkaç aciz kul, suç acıyı ilgilendirir mi muhtaçken kahpeye, senin üzerinde dururken düzgülü alem, oysaki bu yol izin gerçeği, sırasında devam eden yüksek bitişi, değiştirmez geçmişin izni.

Devamını Oku
Emrah Cengiz

Git gör büyü, yarı yaşında zaman duracak, ahmak diyecekler, caymak diyecekler nefesten, elin dilinden önce laflasın sen sus, bakir dehen ebediyeti yaşasın, modernize edilmiş zihnin üne kavuşacaktır, sen yarı yolunda vazgeç ardından, sapsız çektiğin bıçağı sapla seni ulaştıran kuşun kanadına, elinde kan ama aklan ve yurduna var, abis gülüşün olacak ötesi pestenkerani, bu ne umulmadık tufan, bu ne derine inemediğimiz zevahir, ahir dilindedir, ensende ahir.

Devamını Oku
Emrah Cengiz

Ben uyumasam da siz uyuyun gecelerim
Müzikten bir set çekmiş dizelerim
O beyaz günde siyah giyer hecelerim
Kim diyor susmuş, kim anlamış yazmış da

Uçarsan bitermiş hayallerim, uçarsan biter mi göğün kadar ilkim

Devamını Oku
Emrah Cengiz

Kara izan yolu kaplıyor, bazen izahı olmuyor terse gidişin, nasıl yük kaldırıyorsa bir kök, öylede alıyor toprağa düşeni, yanı başında medet kalfaya maarif , satırların zanlısı kaçıyor, koşuyor edabiyatımın avlusunda, kaça patlıyor düşe kalka tezat, yırtık maviye yama düşüyor, güzel gülüyor
Bahar olana kadar yalan olma
Gerçekse yüzün uyanırım hüzünden
Sazıma sözün takıldı iki heceden
Zorlama bir muhabbetin koyusunda
Doyduk ışığına kifayetsiz aydınlığımızda.

Devamını Oku
Emrah Cengiz

Omzunun çukuruna işlenmişti nokta gibi bir ben,en çok oraya yakışırdı, satırların sonuna değil.

Devamını Oku
Emrah Cengiz

Son kez, iki kere, dört harf, bir duvara kafamı yasladığımda soğurdu bedenle beton, hem pirdir hem şirktir yanıt, ata olan yarım kelama sığıyor, sus haldir, pus vacip, niyetle nizam eden dosttur, sakiyle imamı doyuran dosttur, bin kerem fukaram, gönle izdir, gönül varsıl, bana söz et sırtlanlar nasıl gülüşür, bana söz ver muhtaç kalırken sese, bana yol sor dönüşünü anlatayım tez elden, bedenin bir ehemmiyeti var mı, su olayım kanlı canlıyken, yankılanıyor dört duvar bir öksürük, heceleniyor mecbur göze teslimken satır, kargalar konuyor mu baş ucuna, canın acıdı adam, vay anam, gözyaşında dedem atam, tıkanmış bir süzgeçtir kafam, gecenin cenderesinden kaçtı ilham, sırrımdı umut, düştü siyah kandan bir tutam, tutam kaçmasın boşluğa tatlı rüyam.

Devamını Oku