Ellerin uzun bir geceydi
Ezik ve karanlıktı yalnızlık
Konuşsak dağılacaktı belki
Bir çöküntüydü sis ve ayrılık.
İçimizdeki sıcacık odalarda mutluluğu paylaşmak uğruna gözyaşlarımıza acılarımızı sarıp sarmaladık yıllarca. Bulutların altında durmaksızın giden bir trenin aynı yolcularıydık. Uzak o istasyonun çivileri sökülmüştü raylarından. Ve o trenin arkasından durmaksızın koşan çocuklar gibi geçirdik hayatımızı.
Sabahın olmasını hiç istemediğimiz uykularda, ellerin uzun bir geceydi. Soğuk ve karanlık geceler gibiydi yalnızlık. Konuşsak, dağılacaktı dertlerimiz. Sisler gibi çöktü üzerimize ayrılık. Suskun bir üzüntüye sarılmıştı yüreğimiz.
Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Devamını Oku
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik




Yüreğimizdeki mutluluğu paylaşmak istemedik mi yıllarca... Acıda, kederde, tasada yanında olmadık mı... Sevince, neşeye, saadete kucak açmak için... Şimdi yine her zaman olduğu gibi ellerimi uzatıyorum... Yalnızlıklarımızın en uzun gecelerinden, birlikteliklerimizin en uzun ömürlerine... Yüreğine sağlık Selahattin bey... Gürül gürül okuduk satırlarınızı... Tebrikler...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta