aklım karşı kıyılardan geçiyor
çok kalabalıklar ve küflenmiş
kaç kere geçmeyi denemek kaç şarkı
elimi bırakmamış tırabzanların şarkısı
merdiven boşluklarında yükselen acı
yanıp sönen sensörler
şehadetinden tuttuğum kitap
tuttuğum ip büktüğüm yol
çok ürküyorum oluyor
bazen anlamıyorum çok kolay anlamıyorum
saat kaç zamana sızan biz mi
yoksa zaman mı çatlaklarımızdan içeri süzülen
karanlığı kim tutmuş anlatamıyorum
bütün kelimeler sizin bütün işaretler
sonsuz bakışlar bıraktığım nesneler
nesneler ve onların kıpırtısız dansı
bir kapı oluyor görmüyor musunuz
görmüyorsunuz neden anlamıyorum
bu çöl benim, bu susuzluk bu serap
elimle tırabzanlar arasında duruyor
neden bilmiyorsunuz
aklım mürekkepten nehir
yerim bir tabure kadar
bir baykuş nasıl öpülürse öyle ağlıyorum
bir baykuş bir merdiven hiç değil
to be or not to be sensörler ve onların ilmi
anlamsız bir yığın şey
anlamsız bir hıncahınç karşı kıyılarda
kaç kere geçmeyi denemek anlamsız
bunu merdivenlerde söylüyorum
bir dalga fırtınaya bağlıyor beni
ah bir gemi olsam oluyor o an
gemiler çok güzel gülümser biliyor muydunuz
çöl, kum ve fırtınadan okyanusta
bacaklarımı uzatıyorum çıplak ve uzun
uzayan şeylere and olsun içimde büyüyor
sonsuz bir uçuş anı ve kayan parmaklıklar
çağırıyor beni bunu elimden biliyorum
tırabzanlar ve orada sektirilen hoşluklar.
10ocak2016
Sema Enci
Kayıt Tarihi : 29.12.2024 08:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.