Kimine göre komik, kimine göre hoş, kimine göre boş bir hikaye anlatacağım şimdi size...Baştan söylüyorum; gülmek serbest gülebilirsiniz :)
Veee gelelim hikayemize.....
Bir dünya yarattım kendime..Kimsenin bilmediği sanal bir dünya..Sadece şiirlerde konuşabildiğim, zaman zaman alaşağı olduğum, kavgalar ettiğim, sevdiğim, nefret ettiğim bir sürü şey yaşıyorum bu dünyada..Acı çekiyorum, gözyaşı döküyorum..Ve gün ışığı ile birlikte o dünya bitiyor..Tasasız bir dünyada buluyorum kendimi..Ne üzüntü, ne aşk, ne nefret, ne hareket…
Düşünüyorum, gerçek dünya ne veriyor bana? …Giyiniyorum, süsleniyorum, yemek yiyorum, televizyon izliyorum, geziyorum, arkadaşlarımla sohbet edip kahve içiyorum..Siyasetten, güncel konulardan bahsediyorum..Arkadaşlar eşlerinden, çocuklarından anlatıyorlar; dinliyorum.. Arkadaşlarımı dinlerken, bazen ‘aman iyi ki koca derdim, çocuk derdim yok’ deyip seviniyorum… :) ‘İyi ki özgürüm, iyi ki yaşamımı birinin ellerine verip tüketmemiş, tükettirmemişim’ diyorum…Yoksa genç kalabilir miydim böyle :) Bu bir teselli mi, bilmiyorum..Gün, böyle bir döngü içinde sürüp gidiyor…
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
'Yüreğinizin acımayacağı/mutlu yarınlar'
dilemiş olalım, sizin adınıza/bu zor günlerde./
Saygı ve Selam ile./N
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta