İçimden geçeni yazamıyorum
Dertleri aynı hizaya koyamıyorum
En acı veren hangisi diye düşündüm
Ben içimdeki sıkıntımı dışa vuramıyorum
Nice dertli kul gördüm aciz ömrümde
Kendimi dertli bile sayamıyorum
Yine bu gün kendim için ağlamıyorum
Her dertliye çözüm bulmak isterken
Kendimi yoktan var ediyorum
Bu dünyada nefesi alan yalnız ben miyim?
Neden dostum için sel olup akmıyorum
Aslında ben kendime değil gözyaşlarım
Sevdiklerime derman ararken ağlıyorum
Görmez mi kimse gözyaşlarımı
Kendini yalnız hisseden can dostlarımı
Derdine dermandır yürekten akan gözyaşlarım
Dostuma derman bulmadan gülemem ki ben
Hatırlanmaz sanılır geçen hatıralar
Eskide kalan yürekli dostlarımı
Gün olur ansızın kapısını çalarım görür
Karşısında beni görünce inşallah çok mutlu olur
Bizde dostu altın terazisinde ölçerler
Altına değil dosta değer biçerler
Yoktan var oluşa döner yürekler
Biz ölümde değil dar gününde dost kapısı çalan oluruz
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda