Buralardan çok uzakta bir köydü!
Beyaz, billur bir derecik içinden,
Hıçkırırdı, sevinerek geçerken.
Kenarında vardı birçok söğüdü...
Ben işte bu söğütlerin susmayan
Gölgesinde büyümüştüm. Evimiz
Gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde,
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar agarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin agaran daglari nerde!
Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
Devamını Oku
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar agarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin agaran daglari nerde!
Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
Ömer Seyfettin'in Duru şiirlerinden biri...Ben de doğduğum köyümü çok seviyorum Ömer Seyfettin şiirlerini de...
uzaklardaki köyüde sevdim şiiri de...
TÜRKÇEMİZİN, TÜRKÇECİLİĞİN BAYRAK BAYRAK DALGALNDIRILDIĞI ŞİİRLERDEN BİRİ…
*
Türkçenin yeni baştan dirildiği ve genç bir delikanlı dönemine girdiği dönemlerdir, 1800’lü yılların sonları ve 1900’lü yılların başları.
Ziya Gökalp’le birlikte öncülerden biri de Ömer Seyfettin’dir. Özellikle hikâyeleriyle.
*
Ömer Seyfettin, idealleri ve hedefleri olan çok değerli bir edebiyatçımız ve hikâyecimizdir. Şiirleri olduğunu çoğumuz bilmeyiz.
Çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanan şiirleri Muzaffer Uyguner tarafından toplanarak 'DOĞDUĞUM YER' adıyla yayınlanmıştır.
*
Ömer Seyfettin:
(11 Mart 1884 Gönen, Balıkesir – 6 Mart 1920 İstanbul)
Türk edebiyatının önde gelen hikâye yazarlarındandır. Asker, şair ve güçlü bir edebi yeteneği olan bir öğretmendir. Türk kısa hikâyeciliğinin kurucu ismidir. Ayrıca edebiyatta 'Türkçülük' akımının kurucularındandır.
Türkçe’de sadeleşmenin savunucusudur.
Kısa ömrüne pek çok sayıda eser sığdırmıştır.
…
Genç Kalemler yazı heyetini oluşturanlar Balkan Savaşı'nın başlaması üzerine dağılmak zorunda kaldı. Ömer Seyfettin yeniden orduya çağrıldı, Yanya Kuşatması'nda esir düştü. Nafliyon'da geçen 1 yıllık esareti sırasında sürekli okumuştu. 'Mehdi', 'Hürriyet Bayrakları' gibi hikâyelerini bu dönemde yazdı.
125 hikâye yazdı. Hikâyeleri Türk Yurdu'nda yayımlandı.
Ömer Seyfettin’i Rahmetle ve minnetle anıyorum.
* * *
NEREYE?
Bir kahraman gördüm, gençti, güzeldi.
Atlamış maziden binlerce seddi,
Kır atıyla sanki canlı bir yeldi.
Sordum: 'Nereye?' - 'Ben giderim' dedi,
'Tarif olunamaz bir şana doğru...'
Güneş doğuyordu, maviden sisler,
Çiçekler açılmış, ötüyordu her
Dalda bir yavru kuş... 'Aşk nuru yer yer'
'Tutuşurken böyle nereye sefer?'
Diye sordum, dedi: 'Türkân'a doğru...'
'Yalnızsın yiğidim! Yolda kalırsın,
'Maksatların ölür, onulmaz yasın,
'Yol gösteren lazım, öne katılsın!'
Dedim. 'Düşman varsa' dedi, 'atılsın,
'Yolumun uğradığı Kur'ân'a doğru...'
'Uzak ufuklarda karlı dağlardan
'Aşarken sellerden, ormandan, yardan
'Yoldaş ister insan, değil Yaradan;
'Yalnızlık O'nundur...' dedim. 'Dost yardan
Geçmez' dedi, 'yolum yarâna doğru...'
Sürünce doğuya o kır atını,
Kılıçının çarptı taşlara kını,
Altun kıvılcımlar bu hoş akını
Gaybederken gördüm bu genç taşkını;
Dedi: 'Uçuyorum Turan'a doğru!..'
15 Şubat 1915
…Kıymetli arkadaşlar burası adı üstüde bir edebiyat ve kültür sitesidir. Bura bir nevi mekteptir. Bilgi paylaşılınca bir anlam taşır. Bilenler yazar-çizer bilmeyenler okur nasibine düşeni alır.
…bizde zaman zaman böyle yapıyoruz. Lakin sanki öğrenilmesini istemeyenler mi var diye düşünmeden de edemiyorum.
MÜPHEME İTHAM
Aşıklara bakın delidir
Yokluğa çıkan yollar sarp
Nefsiyle yaparlar harp
Onlar gaybi alemde velidir...O.N
…evet bu yukarı aldığım NAZIM türü çok az kimse tarafından bilinmektedir.
…bu nazım türünün ilk bendi 1 mısradan oluşur. ikinci bendi 2 mısradan (beyitten) oluşur. Üçüncü bendi yine 1 mısradan oluşur. Bu şiirin sonuna kadar bu şekilde devam eder gider.
…hece sayısı ilk bent diyelim ki yukarıdaki şiirde olduğu gibi 9 hece ikinci bendin birbirini takip eden mısraları birer eksilerek 8 ve 7 şeklinde üçüncü bendi ise ilk benden bir fazladır. Yani 10 hecedir.
…kafiye sistemi ilk bentle üçüncü bent birbiriyle, 2 mısradan oluşan ikinci bent kendi arasında kafiye oluşturur.
...öğrenmek güzeldir. hatırlar mısınız bilemem ama hatta 'kirlenmek güzeldir' diyen bir reklamımız bile vardı.
Güzel bir klasik.
Serbest şiir tadında buldum,ama güzeldi....
Yakılmış köyüme benzettim. İçinden dere ve misafir geçen yolüstü lokantalarını andıran köy. Bir mahallesi Müslüman diğeri Hiristiyan olan..
Çok savaşlar verirdik biz çocuklar, okul Hiristiyanların mahallesindeyi, biz okula gidip gelirken çok zorluklar yaşardık. Okul dağılınca da sapanlarımız ve çatallastiklerimizle savaşırdık tüm öğretim yılı boyunca..
Yenmiş olacağız ki hepsi kaçıp gitti İngiltereye, Fransaya Avrupanın muhtelif yerlerine.. Çok sonra yaktılar ya köyü bize de yar olmadı.. neyse..
Bazen üzülüyorum, Fıla dedeiğimzi insanların köpeklerine dahi acımıyorduk...
Anlayan anladı hee..
Özlemini sade saf arı duru bir dille ne kadar güzel anlatmış,Rahmetlik Yazar.Yeniden köyümü özlemiş oldum.Heyecanlandım. Köylerimize dönebilme şansımız olsa da gitsek.Doğduğumuz yer,ömrümüzün başlangıcı ve ölene kadar burnumuzda tüten sevgi.Teşekkür ederim seçici kurula.Saygılarımla tam puan +ant.
Değerli Bir Okuyucu notu görünce bunları yazmak ihtiyacı duydum naci bey..yoksa kimseye edebiyat dersi verecek değiliz burada..Bir okuyucu arkadaşımız şöyle bir not düşmüş.. o konuya ilişkindi yazdıklarımız sadece..
''aynı zamanda hece ile yazılmasına rağmen illa da her kıt'asını dörtlük olarak yer verilmemiş.''
SONE NEDİR?... NASIL YAZILIR.
İlk iki bendi dörtlük, son iki bendi üçlük on dört mısradan oluşan nazım şekli. Önce İtalyan edebiyatında kullanılmış, sonra Fransız edebiyatına, oradan da diğer Avrupa edebiyatlarına geçmiştir. Edebiyatımızda ilk Cenab Şahabeddin’in sone şeklinde şiir yazdığını görüyoruz. Servet-i Fünûn şairlerinin hemen hepsi bu nazım şeklini benimser.
Sone kafiye sistemi üçe ayrılır:
1. İtalyan tipi: Kafiye şeması abba, abba, ccd, ede
2. Fransız tipi: Kafiye şeması abba, abba, ccd, eed (İtalyan ve Fransız tipi sone arasındaki tek fark son üçlüğün düzenindedir.)
3. İngiliz tipi: Mısra sayısı değişmemekle beraber ilk on iki mısra tek bir bend, son iki mısra da ayrı bir bend halinde yazılırlar.
Özellikleri:
1. Genel olarak kısa şiir, türkü demektir.
2. 14 mısradan oluşan ve daha çok lirik konuların işlendiği bir nazım şeklidir.
3. İlk iki bent dörder, son iki bent üçer mısradır.
4. Kafiye örgüsü şöyledir. abba abba ccd ede
5. Türk şairleri sonenin kafiye örgüsünde serbest hareket etmişlerdir.
6. Edebiyatımıza Servet-i Fünun döneminde Fransız Edebiyatı etkisiyle geçmiştir.
7. Tevfik Fikret ve Cenap Şehabettin bu türün örneklerini çok vermişlerdir.
KUŞLAR
Bütün yaz bahçelerde ötüşen minimini
Kuşların o sevdalı sesleri işitilir
Onların Allah yollar sularını, yemini,
Onlar yalnız uçmayı ve ötmesini bilir.
Biri bir dalda yorgun, bir çılgın, havada
Biri daha ötede öter, durmadan öter
Akşam olunca döner, birleşirler yuvada
Melekler bu yuvayı kanatlarıyla örter
Gönül sen de kaygısız, bu kuşlara benzersin
Dilerim Allah’ımın rahmeti eksilmesin
Baharın bu zavallı kuşları üzerinden
Onlar baharın ruhu, kırların neşesidir
O sevdalı kuşların musikisi, sesidir
Bana şiirlerimin ahengini öğreten
A. Kutsi Tecer
İNTERNETTEN ALINTI
Bu şiir ile ilgili 24 tane yorum bulunmakta