Sessizliğin yankısı bu
Bir çeşit dokuzuncu Senfoni
Kadavram kadar ağıt
Bu bir cenazesiz tiriyat
Ah şu ruhum
Kimlerden öğüt aldın
Nelerle karşılaştın
Derin sulara karıştın
Ne yaptıysam yaşamaya dair
Bir şairin galebe vardığı hali
Keşkelerim amalarım yani
Vuslatım puslu gaip mazim
Kavislere inat hızlanmaktır yaşamak
Ardıç kokulu musallaya yatmaktır yaşamak
Bak bana neler geçmedi başımdan sen gibi
Yat bir gemi gibi gün doğumlarına umutsuzca
Kendim beceremem hele bu şiire
Birine gerek yok olmadı kisvem hainlikte
Namlu dayanmaz şakağa ama çok kez yaralattım
Vurulmak istedim ben bugün
Birinden istemedim
Kendime kıyamadım
Düşündüm tartamadım
Vurulmak istedim
İnsan kendine kıymaz
Her yüreğe nasip olmaz
Dokuzuncu senfoni bu
Aslım aynada yüzüme bakmaz
Ne bir söz buldum
Ne bir sebep buldum
Ne bir silah
Ben birine sırtımı döndüm
Ne söze gerek
Ne bahaneye gerek
Ne urgana
Ben güvendim
Maksadımı sanma gönül
Kağıda yazdığımı sanma
Kalemdekini mürekkep
Ben hayal ettim
Daha önce baş kaldırdım kendime
Merak ettim gönül eyledim
Tütün sardım aç kaldım
Ben yunusa nakşettim
Şimdi ise son mısralarım
Ben anlattım sen gücendin
Tanzim ettim riyayı
Ben oldum Hayyam derdim şarap
İçeceğimi tanrı biliyordu sen mi yanıldın
Candar İsmail İloğluKayıt Tarihi : 9.12.2024 03:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!