hem saklambaç oynuyor
hem saklandım diye korkuyor
gözlerini açıp göremediğinde
terk edip gittim sanıyor
korkma küçük kız!
ufuktan bir gemi yaklaşıyor, görüyorum
fırtınalı havada,
yalnız başına,
sanırım
okyanusa meydan okuyor!
bırak ruhumda yeniden alevlensin tüm acılarım
serpme üzerine tek bir şey çünkü küllerdir diriliş
sonsuzluğa giden bir yolcuyum ve korkarım ölümden
yitip giderim her anında yaşamın
nedir asıl korktuğum ve de kaçtığım böylesine?
bir düşüşün içerisinde gördüğü
kutsal bir düştü onunkisi
ne gerçek diyebilirdik ne de sanrı
kıvranıyordu yalnızca, sürüklenirken ruhu
baktıkça kendini açan manzaralar kararıyordu
ah sisi dağıtan bulutlarda var bir leke
göğe çivilenmiş yıldızdır belki
o yüce göğün manzarasında küskündür bize
ama sen yüreği elinde göğe bakan
katılaşmış mıdır ellerindeki
ölümün hıçkırıklarıdır toprağı eşen
biri vardır aralarında henüz ölmeyen
dirilmiştir belki de hiç ölmemiştir
iskeletler arasında et parçasıdır hâlâ
sırtındaki küreği almıştır iki eline
ölü yapraklar tutunamıyor artık çürük dallara
ıssız gecede yok artık ayın ışığı
çığlıklar ve fısıltılar karışmış birbirine
birileri ise yaprakları topluyor elleriyle
ne korkunç bir gece bu
yitirdin mi orpheus?
hayır söylemeyeceğim neyi yitirdiğini
yalnızca vurgulayacağım sana
o eşşiz pınarın sularının çekildiğini
ve sen üstün sanatınla parlıyorken
bir söz söylemeyin henüz, bırakın yaşasın yeraltındaki huzuru persephone
çağırmayın onu hemen, o ışıltılarıyla gözlerinizi kamaştıran cazibelere
karanlık da olsa bu kendinden yoksun odalar
cerberus asla havlamaz, çünkü bilmez o henüz yukarıda olan biteni
dursun, ilerlemesin günler, sabretsin ekinlerini eken çiftçiler
Gün tekrar doğuyor
Şafak söküyor görüyorsunuz
Ve alaya mahkum olan ruh
Kahkahayla güne başlıyor
Korunaklı duvarların arkasında bir prens yaşıyor.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!