İNSANLAR NEDEN AĞLAMAZ?
Bağırsam hangi uzaklıkta duyulur ki...sesim
kalabalık da kaybolan sessimin çığlığı suskun
suskun duruşlarda konuşurum.
Göz yaşım aktığı an susarım ağlamalarım suskun
bağırdığımda duyan olmaz sessimi,sessizliğimde sessim
İhanet
Sen aslında sen değilsin
Üzerine bir kılıf giydirilmiş
Zarafetli gösterilmeye çalışılan
Tıpkı içinde yaşadığım
Dünya gibi
Gelin duvağı gibi süzülür denizleri
Anne’lerin tandırda pişen ekmeği kadar
bereketli toprağı
Düş mavisi, hayal perisi şehri
Baş yapıtların derin ve nefes kesen coğrafyası
Kültürün baş kenti İstanbul şehri.
Nesli tükenmişler
Maskesiz yüz
Kılıfsız laf
Sözünün eri
Ve köleleşmemiş ruh
Kalmadı yazık ki…
Yazdığım şiirlerle beraber
Nazım Hikmet'in dizelerine
Alkış tutuyorum kalemimle
ve gökyüzüne yükselen
Nazım Hikmet dizeleriyle
Güneşi avuçlarıma alıyorum
AVCI
Sende birgün vurulursun avcı
yaraladıkların gelir aklına belkide,
vurdukların?
yaran daha bir sızlar
düşünürsün öldülermi diye?
ASİ GÖNÜL
Bir deli fırtınaya tutulur asi gönül
Karı boranı kırarda geçer.
Kasırga gibi eser sevdası yüreğinde
Pamuklar içinde göz yaşı buz kesilir
Yinede dinmez acısı içinde asi gönül
ÇOCUK GÖZLERİMDEN
Sabun köpüğünden baloncuklar yükseliyor
Gökyüzüne uçurtmam takıldı
Yine çocuk gözlerimden yaşlar aktı
Daha çocukluğumda yüklenmiş
Acılar hesabıma
Kadını cinsel bir obje gibi görene,
Aşkı, sevgiyi, duyguyu
İki bacak arası gibi bilene,
Beyni iki bacak arasnda olana,
Erkeği dişiliğiyle cezbedip,
Duygusuz, ruhsuz, onursuz,
Yolcuyuz
Gitmekle bitmez
Bu yolların sonu
Bizler birer yolcuyuz
İstanbul boğazı bir yanda
Galata köprüsü bir yanda
Kalemine yüreğine sağlık...