YAŞAMAK NE GÜZEL!
Hayat ne güzel seni sevince
bir çiçeğin açmasını,
bir çocuğun doğmasını,
görünce hayat ne güzel!
bir ağacın oksijenini
Duru bir sevdadır içimde ki
haykırışıyla aşk
ne ateşi küle çevirdi
ne hasretiyle içimde ki, özlemi
ne mecnun eyledi ne kerem
ne kavurdu çöllerde göneş
Azdı bir ömür seninle
kahka/halarınla,
gülüş/lerinle,
tebbesüm/edişlerinle,
azdı bir ömür seninle
sıca/cık,
Bana uzanan güller
yüzümde solar
gülü uzatan
yar eli olmayınca
ne bayramlar
ne sevinçler
Gülmüyor yüzüm eskisi gibi gülmüyor
Sevmiyor kalbim eskisi gibi sevmiyor
Al voltanı git işine
Benden hayır yok sana
Kalbim taştan söyledim baştan
Benden hayır yok sana anlasana
İşgal altında kalmış bir sevdaydı savaştığım
Toprağını karış, karış bildiğim geçmişim
Kelepçelenen özgürlüğüm adına hüküm giydim
Kavgam çocukluğumun ezilmesiyle kızıştı
Vurgun yemiş sevdalarım sürgün
Düne gömülü bugünlerim ağır yaralı
HAKKA GİDEN YOL
Tutmak istesem,elim deymez
baksam gözüm görmez
bağırsam kulağım duymaz
ben gitsem ruhum gitmez
o yol hakka giden yol...
Her şeyin
Zamanın aktığı ve her şeyin
Başlangıcı gerçeğini
Kafama,kafama kazıdığım
Fikrimi aklıma kazıdım
Yaşamın savaşını ve senin
Hey!
Hadi yaylan düş yola
Sallana sallana gel bana
Hayat kumarsa
Zarları atarım ben sana
Gelin duvağı gibi süzülür denizleri
Anne’lerin tandırda pişen ekmeği kadar
bereketli toprağı
Düş mavisi, hayal perisi şehri
Baş yapıtların derin ve nefes kesen coğrafyası
Kültürün baş kenti İstanbul şehri.
Kalemine yüreğine sağlık...