Yandı yeşilimsi çiçek bahçelerim
Yanık acıların dudağından öperim
Gözyaşlarıma damlıyor acılarım
Kurak topraklarda çatlamış dudaklarım
Bir kirbit ucuyla; ansızın tutuşur bir orman gövdesi.
Hiç var olamamakmış sensizliğin adı
Gizledim sana ait tebessümleri
Süsledim geleceğin güne gülücüklerimi
Savurdum gözlerinde bitemeyen hasretimi
Sevgimi sardım ruhuma büyüttüm özlemimi
Seni seviyorum...
Oy dinê le keçe dinê;
İzin verme bırakma ne olur,
Köprü kırılmasın.
Bir yanında sen,
Bir yanında ben asılı kalmasın,
Sevdamız ağlamasın.
Neden düştün yollarıma
neden bıraktın bir başıma
neden değdin yarama
neden aklar düşürdün saçlarıma
geceyi kabuslarla sundun
gündüzümde sen yoktun
Sevdam üşüyor gecenin tenha ürkekliğinde;
Yağmur yağıyor, sen kokuyorsun tenimde!
Ve sen bilmiyorsun, senssizliğe delirdiğimi,
Başımı alıp çöllere düştüğümü, bilmiyorsun...
Sevdam üşüyor ayrılığın hazin sonunda.
SOR BENİ
Bilen bilir,bilene sor beni
sevdi kavuşmadı...
elinden geleni yaptı
başarılı olamadı...
dermansız beden horlandı
Anam evladını yabana atma
Yabancıyı evladın sayma
Kızdırsam da ara sıra,
Dilinde adıma beddua yapma
Hiçbir acı evlat acısına,
Hiçbir koku, ana kokusuna benzemez
Her şeyin aynılaştığı anlar vardır ya,
Monoton bir hayat kırık dökük hayaller
Umut etmekten, sevmekten bir insanı
Seni mutlu kılacak her güzellikten
Yavaş yavaş uzaklaştırır.
Ayrılığın soğuk ve donuk o yüzü...
Yüreğimden hüzün akıyor özlemine
Nefesimi tuttum sensiz güne
Ömrümü adarım tek gülüşüne
Sevdana yemin ettim ben ölümüne
Sensizliğe kan doğradım ekmeğime
Karanlık birikti sensizliğin izinde
Yokluğunun acısı bıçak sırtı
Yaşam son bulur, nabzım durur yokluğunda
Can veren kanınsa kanım damla akmaz
Özlemin gecelerde düşen kızıl ateş
Geceler suskun, geceler ayaz
Kalemine yüreğine sağlık...