Sözler...
Birbirine yakın
çocuklar gibi aynı yurtta,
boynu bükük ve yarım kalmış sözler...
Yine yetimler yine öksüzler...
Sözler...
Önce kum ile tuzu iyice karıştır
Sonra da bir cımbız ile birbirinden tek tek ayır
Zahmetli bir yoldu
Zaten harcın da değildi
Diyelim ki koca bir yalandın
İyi günde kötü günde demiştik
Hastalıkta sağlıkta diye söz vermiştik
Zor zamanlarda el ele tutuşup
sevgimizle birbirimizi iyileştirecektik
Söz vermiştik hiçbir şeyin bizi yıldırmayacağına
En ufak bir sızıntının
İnanmak
bir kelebeğin kozasından çıkacağı anı beklemekti
Kırılmış yanlarımdan yükselen o ses
uzak dur diye uyarıyorsa beni
mutlaka vardır bir nedeni
Bir kez olsun sus ve sadece beni dinle!
Yalnızlığımı her seferinde
yüzüme vurmak zorunda mısın?
Evet, yalnızım!
Neden diye merak edip sordun mu hiç?
Sormadın!
Avlumuz taş döşemeliydi
Taşların arasındaki yosunlar
ve zaman içinde meydana gelen çatlaklar
sanki geleceğin habercisiydi
Annemin yüzündeki hüzün
babamın uzak bakışları
Tusanak mı, Tutar mı?
Al göğsündeki aşk mı yoksa hâlâ Çolpan mı?
Yüreğini bir daha yokla
Çolpancı mı yoksa Tulpar mı?
Acının en yakın dostu yalnızlıktır aslında
Aşk
insana kendini unutturmaz
Varlığın derinleşmesi
Karşılıklı duyguların güzelliğe evrilmesidir aşk...
Zaman; farkımız
vuslat; türkümüz...
Fıtratım yalnızlığı kabul etmiyor
İki yanı keskin iki ayrı zaman
Suskunluktan iç içe geçtiğim günlerde
iki yanı körelmiş bir hançere dönüşüyorum
Yarenim bir sarımlık naneli tütün
ve tutunmak için direnen bir parça yaşam
Ömrümüzün sonbaharında buluşsak:
Yalın ayak, hayat dolu...
Akasya ağacının altına bir ak çadır kursak:
Madem ömrümüzün son durağı;
Bu çadır, bu ağaç cihandan ırak...
Çadırda biz; dünyevi yüklerden arınarak,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!