Bu akşam sessizce gel.
Yüreğimi aç, pervasızca gir içeri.
Gölgelerin ağaçlarını devirme artık üzerime.
Deniz kabukları topla, her birinin içine umut yerleştir özenle.
Yıldızlar taç olsun saçlarıma.
Ağlama güzel gözlüm,
Ağlama tatlı dillim.
Bu hallerimiz ar değil,
Yanlış yazmış kader bizi,
Sabret diyorum, sabret.
Hadi, ben beceriksiz bir şairim de
Sen neden bulmadın beni?
Her şiirde,
Her şarkıda, her sözde sana seslendim.
Kulakların sağır mıydı, kalbin mi kapalıydı?
Neden duymadın beni?
Dilenir gibi istemedim ki ben seni,
Sadaka verir gibi sevdin beni.
Şimdi adının yanına koyacak bir sıfat bulamıyorum.
Ceplerimde umutlar suskun;
Dilimde ahlar sancılı;
Gözlerim bilinmezliklerin uçurumlarında.
Parçalanmış bir aynadan farksızdı, umutlarım.
Rüzgarsız bir dal,
Passız bir bir dildim.
Yıkılan hayallerimin altında can veriyor du geceler.
Birbir siliniyordu nüfusuma kayıtlı mutluluklar.
Kanlı mühürlerin izleri vardı, dudaklarımda.
SAHNE SENIN
geçmez dediğin kaçıncı acidan ceketini alıp ciktin sen
üzülme buda geçecek
Bir sabah uyandığında ne acı kalicak
nede acidan eser
Kırdığın kalbi yoklamaya gelme.
İçeride sana ait bir "ben" yok artık.
Ben her gece hayaline sarılıp avunmaya çalışırken,
Sen her an beni unutmanın yollarını aradın.
Buldun mu sevgili?
Bulutlu bir geceydi.
Gökyüzü suskundu ama onun içinde kelimelere dökülemeyen bir fırtına vardı. Gözleri ıslaktı genç kızın…
Sanki her damla, yüreğindeki kırıkların sessiz çığlığıydı.
Bedeninde derman kalmamıştı, dili konuşmayı çoktan unutmuş gibiydi.
Sadece susuyordu.
Ben gözümü sildim de, ağladım diyemedim.
Acıttın da kalbimi, kimseye göstermedim.
Gecelere umutlar bağladım, diyemedim.
Resmin olan albümü, kimseye göstermedim.
Hasretini içime, her nefeste gizledim.
Canımı yakıyorlar!
Kalbimi kırıyorlar!
Senin emek emek uzattığın saçlarımı,
Zalimce yoluyorlar!
ANNE!
Hayranınım deniz hanım
Siz İzmirlisiniz galiba. Ben de Aydınlıyım, hemşeri sayılırız. Birbirimizi takip etmeye yorumlamaya ne dersiniz?
Dost selamlar.