Her gün ateşlere atılıp duruyorum mancınıklarla
Nemrud elinde İbrahim Peygamber gibi,
Yüreğim ateşler, alevler arasında,
Bedenim püryan olmuş,
O Peygamber ‘dir, yanmamış, ben yanıyorum,
Kapanmaz yara olmuşum bir büyük karasevdada,
Kanıyorum.
Eyüp Peygamber gibi
Kutsanmış sabırlara bağladım kendimi,
O peygamber ‘miş, sabredebilmiş,
Ben sıradan bir kulum, sabredemiyorum,
Ayrılıklara, özlemlere,
Çilelere, hüzünlere,
Azaplara sabredemiyorum.
Güneş altında korunaksız kara döndüm;
Eriyorum.
Görmez olmuş gözlerim senden öte hiçbir şeyi,
Yusuf ‘u için gözleri kapanan Yakup Peygamber misali,
O Peygamber ‘miş, dayanamadı,
Ben nasıl dayanayım bu günahkar kul halimle?
Ben seni dipsiz kuyularda yitirmedim,
Ayrılıklara uğurladım
Elvedasız,
Gönderdim.
Musa Peygamber gibi çöllerdeyim yıllardır,
O bile bir çıkış yolu bulamamış tam kırk yıl,
Ben bu yoksul halimle nasıl bulayım?
Ne azığım var. Kervanlarımda,
Ne gökten bıldırcın sofralarım iner,
Ne yürek dayanır bu zalim karasevdama,
Ne ciğerler.
(KAVAKYELLERİ isimli Serbest Şiirler 'inden > 99-100/100)
İsmet BarlıoğluKayıt Tarihi : 2.5.2005 13:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)