Polonyalı şair ve deneme yazarı. Czeslaw Milosz 30 Haziran 1911'de Sateiniai (Litvanya) 'da doğdu, 14 Ağustos 2004'te Krakov'da öldü. Dünyanın bir felakete sürüklendiği savunan Katastrofistler denilen bir grubun önderiydi. Polonya'nın Naziler tarafından işgal edilmesi üzerine direniş hareketine katıldı. Polonya'da sosyalistler iktidara gelince (1946) Washington D.C.'de kültür ataşeliği ve Paris'te kültür işleri müsteşarlığı yaptı. 1951'de siyasi mülteci olarak Fransa'ya sığındı. 1960'da ABD'ne giderek Kalifornia Üniversitesi Berkeley kampusü ...
Kardeşçe bir özen dolu, gülümsemenin ardında,
Nefret eder, iktidar diyalektiğinin kurbanı gazete okurundan.
"Demokrasi"ye çağırır hep göz kırparaktan.
Yalnızca nefret eder insanın bedensel zevklerinden,
Hiç unutmaz yiyip yiyip çiftleşenleri,
Zeytin ve limon sepetleri,
Şarapla yıkanmış,
Çiçeklerle bezenmiş kaldırımlar,
Masalara saçıyor satıcılar
Pembe ürünlerini denizin,
Siyah üzüm salkımlarını,
Bir insanın ölümü, güçlü bir ulusun düşmesi gibidir:
Geçmişte kalmıştır yiğit orduları, kaptanları, yalvaçları,
Görkemli limanları, denizlerde egemen gemileri,
Ama artık o ulus, kuşatılmış kentleri kurtaramaz,
Antlaşma yapamaz başka uluslarla;
Kentleri boşalmıştır, halkı darmadağın,
Gece bitti
Ay eriyor doğan günde
Battı batacak sulara
Bu ovada eylül ne kadar diri
Çayırlar yemyeşil
Seni kurtaramamıştım,
Sen kulak ver bana.
Bu yalınkat sözlerimi anlamaya çalış
Çünkü bir başkası utandırır beni.
İnan bana, söz sihirbazlığı yok bende.
Donmuş tarlalardan geçiyorduk bir vagonla şafakta.
Kızıl bir kanat havalandı karanlığın içinde.
Ve birden koşarak bir tavşan geçti yoldan.
İçimizden biri eliyle gösterdi bize.
Bereketli hasatların olduğu yıllara rastladı yaşlılığı.
Ne depremler vardı, ne kuraklık, ne de sel baskınları.
Sanki bir düzene girmişti mevsimlerin değişmesi,
Yıldızlar daha parlak, güneş daha güçlüydü.
En uzak illerde bile savaşlar sürmüyordu artık.
Birbirleriyle dost geçinen kuşaklar yetişmişti.
Ben hep daha geniş ferah bir biçime ulaşmaya çalıştım.
İstedim ki şiirim düzyazının baskısından özgür kalsın,
Yazarı ya da okuru yüce kıvranmalara sürüklemeden
Karşılıklı anlayış sağlasın aramızda.
Arsız bir şey var şiirin öz gerçeğinde,
Sen, kurtaramadığım insan
Dinle beni.
Anlamaya çalış bu yalın sözleri, başka türlüsünü söyleyemediğim için.
Yemin ederim ki, söz büyücülüğü yok bende.
Bir bulut ya da ağaç gibi sesleniyorum sana.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!