Vurulmuştuk
Bir akşamüstüydü
Her renk namluyu çevirmişlerdi sırtımıza
Ürkek telaşımızın buğusu yüklüydü bulutlara
Kar güneşi eritmişti akşamüstüydü
Vurulmuştuk
Soytarı bir gülümsemeydi benimkisi
Rakı sofrasından kalkmadan daha
Yerlerde sürünüyordu kahkaham
Biri mi gülüyordu arkamdan
Bu masa oturduğum o masa mı
I.
Sofia, bir deli bakış,
Kızgın çöl tanesi.
Namludan çıkan bir kurşun,
Kurşun ki, gülüşleri kadar ağır.
ölüm bir kırık kanat
ikincisi yok
sen daha çok kan/at
kanatsız kaldığında
kırılır gözlerin
Tanımayacaksın ki o sokaktan geçerken
Şarkısını dinleyeceksin rüzgarın
Yabancı bir gölge ile süzülecek sesim
Fark edemeyeceksin gözünden inenleri
Genzinden kalbine ince yangın düşecek
Susunca acabalar yakacak sonbahar
karagün dönümleri akşamsız tutukluluğum
ya kudretinden geçmeli cilveli bakışın
ya içinde hasatsız baharlar tutmalı
ya anılarla yoğurup geçmişin kadınlarını
ya onlar gibi yudumlamalı çerezsiz
umut gibi
ebabil kuşları uçuyormuş odamda
serimden geçen ruhum söyledi
sence de öyle mi kafes kapatan
uçarlar mı
göz perdemin arkasında garip bir hayal
/kuruşsuz laflar satılıyor yöremde
alan alıyor bana leşi kalıyor sözlerin/
posta güvercinleri yanlış adreslere yol alıyor
haberi yok yarenin olan bitenden
diline mendil bağlayıp uçuruyor kendini
Tanrılar getirdim sana
Ateşten buzdan sudan
Bir göle bir çöle bırak saçlarını
Saçların kesik üryan perisi
Tanrılarını sev
Birazdan unutacaksın
Çocukluğumdan kalan
Üç beş şarkı var;
Gençliğimde geçtiğim
Sokakların söylediği..
Üç beş şarkı var;
Ama, kaldırımların bilmediği..
Bu şiirin ilham perisi
Değerli şair ve yorumcu Cumhur karacadır....
-***Ihlamur Kokusu (Şiir Yürek'li Tarkan Köksoy'a itafen)
Sokaklar rengarenk bahara boyanmış
...Radyoda eski kırk beşlik çalıyor
Şu parkta sallanan benim dünyamı
Ihlamur kokusu sen miydin yoksa