Hangi aynaya baksam…
Şakaklarıma kadar dökülmüş
Bir kar yığını
Mutsuzluk simgesi gözlerim.
Zaman ne kadar değiştiriyor değil mi?
Ne küllerim kaldı, ne de alevim.
Harabeye döndü yanan can evim.
Bitmiyor yıllardır benim matemim.
Ağla gönlüm ağla, sen artık ağla.
Kim diyor sevdaya git ümit bağla.
Akdeniz’in kumsalına uzanmış.
Toroslar’a omuz verip yaslanmış
Dalgalarla sırılsıklam ıslanmış.
Adana, Adana canım Adana;
Kurban olam toprağına, taşına.
Akmaz oldu artık gönül çeşmesi,
Yakan dudağınla kurutmadın mı?
Severim diyordun mahşere kadar,
Vefasız, üç günde unutmadın mı?
Dindirdin kalbimde aşkın selini.
Bir tebessüm yeterdi beni mutlu kılmaya.
Ayrılık ateşinde hakkım var mı yanmaya?
Pişmanlık duyup gelme olanlar oldu diye.
Yeminlidir dillerim artık seni anmaya.
Af dileyip gelsen de, sevsen taparcasına.
-Akrostiş
Yen! ... O sevdanın doruğunda yüreğin
Esen fırtınalarda kanatsın tutkusunu...
Nice kanlı pusuların düşman izleri
İhanet savururken kuşatmalarda
Can demiş; can vatan, yurt sevda.
Şiir Sevdası(*)
-Ali Yüce’ye
Yolda karşılaşmış iki şiir.
Gelmişler göz göze.
Dönmüş yürekleri
Nedir bu usumda üreyen sözcükler!
Nedir bu inleten rayları? ..
Ne bir düdükle duruyor,
Ne bir işaretle.
Birbiri ardısıra çıkıyor
Peronlardan şir tramvayları.
Sensizliğe ne kadar dayanırım bilemem.
Bir çırpıda ben seni unuturum diyemem.
Dinle beni biraz yar, bildiğim tek bir şey var;
Kolay kolay ben seni şu kalbimden silemem.
*(1995/1996 yıllarında TRT güfte denetiminden geçti.)
Dün akşam baktım da,
Albümdeki resimlere.
Anılara gömülen,
Vefasız isimlere.
Kimi mutlu göründü.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!