Gövdemi saran aşk alevi sönmeden gel, kurtar bedenimi sancılardan
Karalar bağlamasın yüreğin, gün olur çekilir aşk özlemli sularımdan
Kendi dalımın tozuyum ben, düşleri geçiririm hep satır aralarından
Uçarı bir kayboluş ninnisi olur mevsimler, hüsran çıktıkça ağlardan
Yüreğimizdeki sevgi ilmeklerinin o ahenkli buluşmasından bir ömür raksı yayılır seni düşündükçe yüreğime. Duyar, hisseder ve mutlu kılarım kendimi gönlümden süzülen şiirlerin ruhani sözcükleriyle. Biliriz ki hep o olmazların kıyılarında yürürüz, dalgalar göğsümüze çarpar, anlar yüreğimizde gün olur kahkaha atar, gün olur karalar bağlar ve her aşk sızılı bir şarkı olur, gönlümüzdeki bilinmezlikleri çok uzaklara götürürken seller.
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...



Gövdemi saran aşk alevi sönmeden gel, kurtar bedenimi sancılardan
Karalar bağlamasın yüreğin, gün olur çekilir aşk özlemli sularımdan
Kendi dalımın tozuyum ben, düşleri geçiririm hep satır aralarından
Uçarı bir kayboluş ninnisi olur mevsimler, hüsran çıktıkça ağlarda
mest eden bir bölüm tebrikler yazanın eline saglık
çok güzel bir çalışma elinize sağlık defalarca okudum listemde on numara
..............Gökyüzünü avuçlamak isteyip bir türlü başaramadığımız ve o renk kuşağından sığınacak bir yer yapamadığımız bir düş salıncağıdır hayat, ...................
Katılıyorum ve candan kutluyorum.Harikaydı.
beğeniyle okudum, yüreğiniz daim olsun, sağlık ve esenlikler diliyorum, listemdesiniz
selamlarımla
Göğsümüzdeki belikli sızılarda gümüş tepsilerde sunulur bize hüzün ve uçar gider yüreğimiz, uzaklara, çok uzaklara.
Buzul yalnızlığımızın kaktüs yaslanmalarında hep aynı yankıyı dinler, hep aynı şarkıyı içeriz, yüreğimizin sol tarafı sancıdığı zaman bu ömür hapishanesinden firar etmek isteriz. Sargımızın zaman ağrılarında düşler büyütürüz her dem, aşk ve sevdaya kafa tutarak bir bilenmeze koşar adım gideriz.
Selahattin Yetgin
ÇOK GÜZELDİ KEYİFLE OKUDUM- Coşkulu Bir Çocuğum Aşkın Salıncağında - KEYİFLE SALLANMANIZ DİLEKLERİMLE :)) MUTLU KALIN
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta