Yaşardık dağ köyünde,bir odun derdi vardı,
düzgün odun getirmek kuralı,pişen ekmek mayalı,
bulmuştum bir yolunu,aşırmıştım karpuz ile kavunu, kurallarına göre oynamıştım oyunu...........................
Açmıştım yeme yolunu,herkes bir sıra dizer dağarcığa
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Değerli Mustafa Hocam,
Yorumunuza teşekkür ederim,saygılar.
Teşekkür ederim,yüreğinize sağlık.
Doğa ve çocuk yıllar ne güzeldir,siz çok da güzel anlatmışsınız Sn:Aygül kutluyorum,sevgiyle
yürek sesiniz daim olsun kutlarım
Teşekkür ederim,yüreğinize sağlık.
Çocukluk..
"Altın Çağ" işte...
Bir ömrün en güzel kesiti, hep bizimle giden..
Hoştu..
Tebrikler Hayriye Hanım..
Değerli Mustafa Hocam,
Yorumunuza teşekkür ederim,saygılar.
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta