Çılgın bir kuş dolaşıyor başımda, ruhumu istiyor belki, belkide tanımadığım bedenimi. İsteksizce bir kurtuluş düşlüyorum. Bozuk para bulabilsem yazı tura atardım ölüm ile yaşam arasında kararsız bir çığlık gibi. ÇILGIN! KAPAT GÖZLERİNİ, ÖP BENİ VAZGEÇEMEM ARTIK. Yeniden yaşamak istiyorum, Bir esirlik yaşama karşı ve sana tutkum sınırsız. Gözkapaklarıma çöken ağırlık korkutuyor beni. Bir teslimiyetin belirtisi yaşama karşı ya da ölüme karşı kim bilebilir ki.. Yaşam ile ölüm arasındaki o gizemli farkı. Bir Çeşit Gizem var ellerinde saklı, dokununca öldüren bir dudak değmesiyle yaşama döndüren. 
ÇILGIN! KAPAT GÖZLERİNİ ÖP BENİ VAZGEÇEMEM ARTIK. Hırçın, dalgaların kapladığı bedenim yok olmak üzere, kurtulmak için çaba harcamayacağım boğulmak istiyorum gözbebeklerinde. Okyanusların oğlu mu senin adın¿ Sarıldıkça bedenime sarıldığım. Küçük bir kuşun kanatlarında uçuyor AŞK. Yükseliyor, yükseldikçe gururla bakıyor etrafa. Kanatlarındaki o büyü yaşa diyor ölürcesine yaşa ve gagasının ucunda taşıyor sihiri, Göklere yükseldikçe büyüyen, iki dudak arasından dökülüveren ' SEVİYORUM '
İstanbul, 11/03/1997
 
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




edebiyat dalında en çok *emek gerektiren şey
şiirdir
saygı duymanız dileklerimle!
hatta sen de vallaha yalansın:)
benden önceki yorumcu
Son günlerde okuduğum en güzel şiirlerden biriydi gönül incilerinizle dizenmiş şiiriniz. Sizi kutlarım dost yürek.. Bilal Esen
Not: Bu şiirinizi okurken 'Seni Sevmek'başlıklı şiirim aklıma geldi..
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta