Duraksız aşkın yolcusuyum,
Frene bastığım an duymak istediğim rüzgârı konuş,
Dolunay olmalısın,
Şubat ortasında tenimdeki kar bulutları sarılacak sana
Fermanımdan dizilen soğuk kelimeleri ısıtacak mısın?
Dualarımdan umutlar serilmiş coğrafyama,
Sözlerini resim etmek için
Mürekkebim seni bekliyor,
Mum ile örülen şair masamda
Dolunay yüzünü özlüyorum,
Gün ışığında ne büyük paydır
Tenime dokunmaların,
Mutluluğu tam yakalamışken
Baharı kutsal dost göç etti dünyadan,
Ok misali keder
Akrep yayından fırlayıp saplandı yollarıma,
Gülümseyen o yüzle zehir duman gün ışığında kayboldu
Gülistana döndü muhabbet,
Kara bulutlar usulca yaklaştı sevgilim
Birazdan ay tenimize yağmur damlayacak
Şarkılar dizilecek keman tellerine,
Yalın ayak, kollarının arasında dans etmenin zamanı şimdi,
Hatıralar konsun çiçeklere muhabbetle,
Dünyanın sahte rolleri değmemiş masum gözlerine,
Hayata uyanıyor karışık rotalarım,
Aşka engel düşüncelerin yarası
Aydın sabahı vermiyor yüzüme,
Dışarıya açılan kapılarda kader soğuk,
Yürümek fırtına,
Güldürmeyen soruların bedeniyim,
Misafirim ey sevgili!
İstanbul kokan deniz dalgası yanımda,
Kelimeleri dansa verecek güneş kucağımızda,
Hani ay ile aşka doyacaktık bugün?
İhanete uğramış yüreğin
Hazin kitabısın sanki,
Dumana verdim kararmış duyguları
Buluta dağılıp, uzaklara yağsın diye,
Geçmişim silinmeliydi hislerimde
Bulmamalıydı beni yıpratan sözlerle.
Sayfası kapanan gerçek, buluştu kaderle
Seni terk etmeyecek aşk
Seni ağlatmayacak bahar gözlerimde,
Bana uzatacağın ellerini tutacak aşk
Sıcak ve masum ellerimde,
Dünya seninle güzel,
Ay seninle güzel,
Yazılarıma bal akıtır
Uzandığım dut ağacı,
Bir tarihtir ömrümde
Yağmuru alan tadı,
Bal olan düşüncemle
Kalemime akar doğası,
Dut ağacının geçmişe ait beyaz izleri
Müthiş tadında meyve veren kollarıdır,
Yılları özlemle sunar, şahit olduğu anılar,
Arkadaş ismini alan muhabbet var orada,
O mevsime dönmeliyim serin gölgesinde,
Ne güzeldi çocuk heyecanıyla konuşulan
rüya gibi ifadeler,tebrikler