Gelincik tarlasında
Hatıralar rüzgârla eserken
Duygularım gökyüzünde hikâye
Umutlarımda zafer,
Koynuna yaslanırken bulduğum cesaret
Seni haykırıyor bu toprağın üzerinde,
Hatırlıyor musun elimizle dikilen ağacı
Gelincik tarlasının kınalı toprağındaki.
Boy alan o yeşilimiz ün kazanan gölgesiyle
İsmimizi yaşattırıyor, aşkımıza yakıştırılan.
Sessizliğe ne çok ta ihtiyacım var,
Aşk yıllarımın sarhoş kalemi hicranı yazarken
Meçhul taşlara çarpıyor,
Oysa şimdi bir dostun doğum gününü
Hasta bir arkadaşın yatağını ziyaret edecektim
Ama türküler bağladı ayağımı anıların baharına,
Hayallerim kadar yüce şiir olamadın daha,
Niyetim perdeler ardındaki söz değil,
Bedenim ilkbahar yıllarını getirmez sana,
Tebessümün ruhuma gül bahçesini vermiyor,
Ufka bakarak haykırdığım lodossun şimdi,
Ne gözlerine dalacak
Aramızdaki metrelerin
İsmi nedir sevgilim,
Teninde duygularımdır
Alaca karanlık,
Ruhunu bağlamayan
Hicran kanunları
Sabahın beşi
Gökyüzünde göç eden kuşlar
İlkbaharımı koparıp
Uzaklara akıyor,
Kim derdi ki
Dizlerinde derman kalmayan
Bir mayıs akşamı
Gözlerime gülleri akıtan
Yüreğimle daldım
Gök adasına,
Kızıl buluta dokunan
Rüzgâr
Yüreğini göster yârim şu yorgun gözlerime,
Gül dolu ay ışığında alalım müessir bakışı,
Göl notasıyla sürelim, yüzümüze tebessümü,
Hayal kokan coşkulu yıldızlarla parlayalım,
Umutların kokusunda içelim taze sevgimizi,
Şiirlerimizde tadalım, kır çiçeğindeki balları,
Rüzgârla denizin birleştiği tablo
İkimizden şiir,
Ömrümün sana küs olan senaryosunda şimşekler
Çoktan sustu sevgilim,
Tenime sarılmanı beklemek
Bin türlü hayal suskun gecelerde,
Hatırlıyor musun gökyüzüyle denizi birleştireni
Bir ev sunduk kendimize sahnesine yakın,
Orada görülen her güzellik aşktan yanaydı,
Rüyalarda çok görülendi gizemli havası.
Ay,o maviyi severdi kendi vaktinde
rüya gibi ifadeler,tebrikler