Bu kadar kolay mı olacaktı
Ayrılık trenine binip
Uzaklaşmak İstanbul yüreğinden?
Baharımı anlatırken ne çok kez sarsılan aşk günlerinin
Pişmanlık gözyaşları mı damlayacaktı senden?
Kuşkuların
Ruhlanan isyanların
Felaketleri taşıyor yine
Toprak üzerinde,
Adaleti tükenen
Aşk yolu
Ayaklarımın altında,
Yaşanacak günler yazılmış kanatlarında,
Renkleri sarmışlar, doğanın kokusuyla,
Sesler can dolaştırıyor meyveli ağaçta,
Coşku kazandırıyorlar yeşil yapraklara.
Kuşlardaki heyecan giriyor düşünceme,
Ne çok ta karşılaştım yalan ve ihanetle,
Günahkâr insanlar çürük meyvelerden oluyor,
Nankörler Allah’ı bilse de, şeytan köşkünde,
Ağlayan yetim, öksüzlere adalet nerede?
Küfürler keskin dişlerini gösteriyor vahşice,
Taş kokan nehirdir
Kara düşüncelerim,
Islak kumda engel buldu
Pak olan hedeflerim,
Anıları taş ediyor
Gözyaşımda kızıl duygular,
Yüreğimde
Sözleri toplanan
O kara gözlerin,
Dertleri
Kasırga tuzağına yaklaştırmayan
Manolya vapurundaki
Toprağın şubat rüzgârıyla birleştiği gün
Kara gözlerindeki aşkı hayal ettim,
İstanbul gecesi
Yüreğimde buseler dokunmak istiyor dudaklarına,
Gül kokan şarkıları dinlemek kadar heyecanlı
Suskunluğumu yazıyorum mutluluk sayfalarına,
Bu akşam
Odamdaki perdeye
Dokunan rüzgâr
Tatlı
Mevsimini sunuyor
Yüzüme,
Beyaz kapımızda eskilere ait bir numara,
Heyecanla geldi gözlerime, o mavi yıllar,
Canımın özü, isminde neşelendiğim annem
Sevgini yüreğime verdin,hayatıma aksın diye,
Ruhum baharı bulamıyor, seni görmeliyim,
Sesini aradım terk edilen evimizin duvarında
Karanlık sokakta yağmuru dinliyorum,
Masum şiirlere resmini veren
Mevsim damlıyor toprağa,
Yırtılan takvim sayfaları
Tekrar canlanıyor etrafımda,
Islanan ağaçlarla
rüya gibi ifadeler,tebrikler