Ümitleri dinlemek vardı dudaklarından
Nerede o savrulmamış gülen halim?
Gündüz perişan, akşam yine akrep duman,
Yalnızlık bağlanmış ayaklarıma, kollarıma,
Sevgiliyi çağırsam, gökyüzüne kanatlanmış sözlerimi duyar mı?
Beklediğim yağmur bulutlarına konar mı benim için?
Özlediğim
Mutlu yılların kutsal güneşini,
Soğuk mektuplarının
Bana verdiği
Fırtınaları
Gözyaşlarımda göreceksin efkârla,
O nehir okunuyor
İçindeki gökyüzüyle,
Yıldızlar sıcaklığında,
Ay, parlak mavisinde,
Geceleri getiriyorum
Mest olan gözlerimle,
Hayalimde güldüren
Mehtaplı toprakta
Akan nehir,
Kaynağındaki
Gül kokusuyla
Hislerime dokunuyor,
Ruhunu sevdiğime niçin inanmıyorsun?
Tartışmaların frene basmıyor,
Doğru bildiğin yanlış yoldan dönmemek te var,
Haram düşünen sayfaların
Vedalarıma sebeptir artık,
İğde çiçeklerinden kalan hayallerimi siliyorsun,
Aşka veda etmek kolaysa kitabında
Sakın Çiğdem’im, meleğim deme bana,
Kasvetin dağları vuracaksa yüzüne
Küselim şimdi, tuzak kurma geleceğime.
Unutacağın şiirle yüreğimi okşama,
Gökte kayan yıldızlar gibi
Gözlerinden kaybolursam
Sanma ki döneceğim kollarına,
Selamsız gelip lodos gitmelerin kaldı
Lale tarlasında,
Sabah güneşinden kopardım sürprizlerimi,
Köy kokan, türkü dolusu dağ toprağının
Ağacında bulduk, bahar isimli gölgeyi
Sesler bir ömürdü yeşillerin sıcağında,
Sözler serin aktı gönül manzarasıyla.
Sevdalı ruhta ıhlamur çeken canımız
İlkbaharın
Akşam sahnesinde
Konuşan rüzgâr,
Güneşiyle
Renk veriyor
Umutlarıma,
Sabah yağmuruyla
Şehrini alan
Toprağa
Güneş dokunurken,
Yüzümde görüldü
Mutluluk heyecanı,
rüya gibi ifadeler,tebrikler