Asılmış duvarlarına ömrümün
Bir saat gibi durur
Bir yok oluş biçimi
Bir sonbahar
Bir ben vurur
Bütün zamanları kaldırımların
Geceleri şiir çukurlarında boğulur şairler
griden
kederden
aşktan yana
Hepsi dizilip birbiri ardına
Aklın çakmak taşı alev alır
Uykudayken ne erinçmişiz
Uzanmış kemikten kelimeler
Evrenin iki ucunda ikizmişiz
Düşlerim ve şiirlerim
Bir yolunu bulur birleşirmişiz
Kavuşmak zehirliymiş
Sokak köpekleri bile mutsuz
Ruhum uçurumlar gibi
Vaktin trenleri geçiyor
Hayallerimden bir yaprak düşüyor
Kıvrıla kıvrıla büyüyor gökyüzü
Adımlarım ağır
Van Gogh'un yıldızları parçalandı
Bu şiirler hüzün
Bu sessizlik epey tanıdık
Hayır hayır bir avuç insan olamaz
Bir hüznü birkaç adam tanıyamaz
Dada'nın tahta atları ve zindan baladları
Teker teker toplandı cümleler
Ney sesleri
Kelimeler...
Arif'i, Süreya'sı, Berk'i
Anlatıp durdular
Ben şiir de bilmem ki
Bütün olası olasılıklar gibi
Bu şiir de yarım
Aydınlığa lüzum yok
Karanlık gerisini tamamlar
Şiir sevmeyen kadınların
Şarlatan aşıkları gibi
Taş duvarlar kaldı yaşadıklarımızdan
Zamanın gençlik atları koştu
Yeleleri uzun
Yeleleri rüzgarda savrulmuş
Boş hayaller kaldı yaşadıklarımızdan
Ömrümüz ihtiyarlığa kavuştu
Bir şeyi istemek
onun büyüsünü yok etmekti
Bunu anlamam zaman aldı
Aşk bütün çiçeklerden toplanmış bir şeydi
ve tanrı bana hiç koklatmamıştı...
Güneşi görmekle dokunmak arasında bir yerde Gezegenler ötesinde
Kaç gideni uğurladı bu kaldırımlar
Aynalar kaç surete tanık oldu
Çocukken tanıdığım dut ağacı
Şehrin gri renklerine dönüşeli
Kaç yuva yıkıldı
Takvimden kaç yaz geçti
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!