sana fısıldasam
ve sen yanıbaşımdayken kulağına
seni sevdiğimi
sen hiç bir şey demesen
hiç oralı olmasan
gönlün bilir bile demesen
analar içindi
ekmek içindi
çocuklar içindi içimizin yanması
gerisi söylenmese de olur..
sen daha sevme beni
daha sevme
ben senin için
elma kopardım o ağaçtan
"ben sulu kuyulardan geçip su içmedim ey gece
sen benim niye kuruduğumu biliyorsun"
ben en çok boynumda ki sapanı sevdim
cebimde ki bilyelerimi
ılgından yaptığım yayımı
cuma günleri çalan paydos zilini
arife günü alınan ayakkabılarımı
komşuların getirdiği sıcak aşureyi
bezden kuş
bezden çocuk mu yapalım artık biz
daha kanamasın diye yaramız"
fırat toprağına
dicle suyuna
bıldırcın değil ölüm döküyor mevsim
yoksul ana baba evladıdır toprağa düşenler
ve gün akşama dönmüştür artık
kesilmiştir taze gelinlerin memelerindeki sabilerin sütü
biliyor musun güzel,
ben seni sevince...
martılar denize, deniz dalgalara küstü.
sen beni sevince...
toprak yağmura, tohum toprağa küstü.
güzel...
Denizin öyle bir yerine geldik ki:
Burda deniz mavi değil.
Burda martılar yok.
Ötesinde hayat yok.
Barbarlar geliyor barbarlar, yanlarında karanlık
Çocuklarına, kanlarını içmeye
DENİZ YUSUF VE HÜSEYİNE
ya evlat
işte böyledir hayat
yok ya dedirtir adama
namus diyen orospu çıkar
hacı dinsiz
Yüreğini düşüncelerini İnsanlığa adamış yaşadığı zaman dilimine duyarlı.. nadir bir kişilik...
Arkadaşımı yürekten kutluyor...başarılarının devamını diliyorum...