Zamanın hangi vakti olursa olsun
İster gecenin bir yarısı
İster günün ortası
İster sabahın bir zamanı
Hani aklına gelirde beni ararsan
Pencerenden uzan bak
Yaşlı bir adam gördüm
Herhalde yetmişlerde
Gülüp selam verdi
Arkadaşım tanı yorumusun dedi
Yok ama ziyaretine gideceğim dedim
Hani saçımda beyazlar
Bir evimiz olmalı
Şöyle kutu gibi birşey
Dört duvarı
Penceresi
ve Penceresinde perdesi
Bizi gözlerden saklayan
Bu benim sana veda mektubum
Ben kaybettim
Buna kader mi dersin
Yoksa senden bu kadar uzakta
Başaramadım mı dersin....Bilemiyorum
Dün gece gene kan tükürdüm..Bir tanem
Sonbahar günleri
Hep böyle efkarlanıyorum
Daha çok sevdalanıyorum
Hani sahiller daha sakin
Ağaçlar daha bir hüzünlü
Hani gözler daha bir yaşlı
Ansızın karşıma cıktı
Sonra sanki ezberlemiş gibi sıralayıp soyledi
Onu daha önce hic görmedim
Tanıdıgım biri de değil
Sanki öylesine rastlantıyla gelmiş gibi
Birden önümde durup yutkunup
Uyan bak sabah oldu
Sabahın erken saatleri
Gün pazar...Güneş doğdu
Martı çığlıkları var dışarda
Çayı yeni demledim
Hadi kalk
Sene MÖ 452
Mevsim yazdan dönüyor
ÇATANAKLAR denilen bir kabile
Çok vahşi ve savaşçılar
Kabileme durmadan saldırıyorlar
Kalk Cabbar gidiyoruz
Azrail çağırmış
Korkma...İyi günündeymiş bugün
Sorupta can alacakmış
Hep gelir ya
Tolerans olsun kıyak olsun diye
Beni biraz seviniz
Çok değil biraz
Sade ve Dürüst bir sevgi
Sıcacık olmasa bile
Samimi olsun
Yapmacık olan...Sahte olan Her şey
Şiirlerini zevkle okudum.
Bu kadar duygu yüklü olduğunu bilmiyordum
Bu nasıl arkadaşlık,
Bu nasıl insanlık
Diye kendimden utandım.
Beton üzerine,
Sevgi tohumları atmışsın.
Yeşermezler.
Güzel bir kara toprak bulacaksın,
O toprağı bir güzel aktaracaksın,
yazım tarzın hoşuma gitti.... başarılar...