Kapı açıldı içeri girdin mi ansızın
Soğuk duvarlar karşılar seni, başlar sızın
Yine bir gün kapı açıldı, girdi bir adam
Halinden hoşnut, yüzünde ne bir keder ne gam
Aldı başını gitti sevda atı
Yol aldı bir ömür, bir heves kadar
Kovaladın peşi sıra vuslatı
Hiç gelmedi, gelmeyen herkes kadar
Mutluluğunu isteyenler nerde?
Bu on yedi senedir yağan karın şarkısı
Bu birbirine denk on yedi çarkın şarkısı
Dönüyor içimde son sürat, kulaklarımda
Sesi yankılanıyor çarkların, dudağımda
''Yalnızlık, yalnızlık'' tek bu nağme işitilir
Bu ses yüzünden ruhum sevinçlerden itilir
Bir gün, bir yabancı çaldı çocuğun kapısını
Girdi usulca kalbine değiştirdi yapısını
Çocuk, mutluluğu yıllardır gördü rüyalarında, düşlerinde
Bulurum sandı mutluluğu yabancının gülüşlerinde
Yabancı yavaş yavaş aldı çocuğun acısını, kederini
Ama bir gün çocuk anladı yabancının gerçek ederini
I
Bir temmuz akşamı solmuştu sarı çiçekler
Bir devrin bitişi gibi düştüler toprağa
Halen açacakları güz günlerini bekler
Gövdesi toprağa değin bakarken ırağa
Buluşacaktık önümüzde ki bahar
Kaç baharlar geldi geçti, sen gelmedin
Müjdeleyecekti kuşlar gelişini
Göçmen kuşlar kaç kez göçtü, sen gelmedin
Ne dün kaldı, ne bugün, ne ânım
Aşık olan sever, hiç günah demez
Zaman karışır, akşam sabah demez
Hardan yanar yine de bir ah demez
Başındakini sen hicran mı sandın?
Vuslat bir hayaldir, hevesi çıkmaz
Yarimin inciden dişleri var
Mehtap, yıldız adlı taşları var
İnce kalem gibi kaşları var
Sevda dağının yolları gibi
Kurşuni gökte renk cenkleri var
Hep bir mana aradım efsunkar sözlerinden
Hep ateş düştü bağrıma o kor sözlerinden
Bir bakışla bahar getiren yeşil gözlerinden
Kara kış kalbime baharı saçmadın ya
Sende de ebet ve muhkem sürsün dinmez kışlar
Yıllar yılı tek başıma koşarken yoruldum
Sönmeye yüz tutmuş kor, akıbeti meçhuldüm
Görünce yeşil gözlerini durdum duruldum
Artık, yalnız senin için yanan alevdim ben
Sende sevseydin her şeye göğsümü gererdim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!