Cam Şekerli Çocukluk

Huban Asena Özkan
354

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Cam Şekerli Çocukluk


Bir beşikte sallandı ölümle doğum,
Annesinin kolları kırık camdan bir rüya.
Felek, tuzla yaladı dilini;
Hayat, sarkık bir iple tutundu soluk almaya.
Üvey baba, kökleri sevgiye uzanan bir ağaçtı,
Yarasını sarmaşık gibi sardı sessizce.
Yedi yaşında dökülen sır: Kan, yabancı bir nehir,
Eller hep tuttu, korkuya rağmen, sımsıkı ve sıcak.

Üç kız kardeş, üç keskin çakıl taşı
Annesinin aynasından sızan soğuk ışıktı.
Hor görülen her gece, duvarlara kazınan yazı
"Sevgi buysa, acı demir leblebidir."
Külkedisiydi işte, prenses giysisiyle,
Ama tahtındaki taç, çocukluğunu ezen dikenlerden.

Kırk beş yıl, testi gibi çatladı sessizce
İçinde biriken yağmur, taş kesildi.
Eller hep kırıktı, sözler hep dilsiz,
Aşk, bir masalın unuttuğu son sayfaydı.
Yıllar, körük gibi üfledi üstüne közü sönmüş,
Her kül, çocuk sesine gömüldü.
"Anne" dediği her hece, bir bıçak sırtıydı,
Yarasını sarmayan, kanayan bir sözcük.

Taş odalarda büyüdü kalbi, cam kırıklarıyla,
Her adım, çığlık izi bıraktı toprakta.
Gölgesi bile incinen bu çocuk,
"Sevilmemek, nefes almaktır" sandı.
Sonra bir balo: Külkedisi prenses oldu,
Kocasının sarayında kraliçe diye anıldı.
Aynalar, çocukluğun dilini fısıldadı:
"Kraliçe değil, hep yalnız bir külkedisiydin
Aynalar, çocukluğun kanayan dilini söylerdi.
Tahtın altında saklı, ağlayan bir bebeği."

Bir kapı: Evlilik denen sırça köşk.
Dokundu, eridi buz, çiçek oldu ten.
İnsan, sevilmeyi öğrenince anladı
Yarasına tuz basan, sevgi değilmiş.
Eller tutuşunca, zaman yeniden doğdu:
Çocukluğunu aradı boş kovanların içinde
Büyümek, eksik bir cümleymiş meğer
Yarım kalmışlık, çocukken kayıp düşmüş bir bileklik
Çocuk olmadan da büyünürmüş öğrendim,
Yürekteki süt dişleri, hiç düşmeden çürürmüş.

Şimdi kalem, bir nehir yatağı
Her mısra, çalınmış çocukluğa sızan ışık.
Yazdıkça yeniden doğuyor cam bebek
Kırılsa da, parçaları hâlâ ıslak bal rengi.
Çocukluğun haritasında hep bir yara,
Büyüdüğünü sandı, kanadı kırıktı oysa
Küllerinden bir güvercin uçurdu, adı keşke'ydi,

Şehrimizin adı cam şekerli çocukluk
Dili yakan, avuçta kanayan
Öğrendi ki çocuk olmadan da büyünürmüş
Sonunda anladı
Annesi prenses, kendi külkedisiydi,
Hayat bir masalı tersinden okudu.
Çocukluğunu gömerken avuçlarına,
"Büyüdüm" dedi, "ama hiç doğmadım aslında."

Huban Asena Özkan
Kayıt Tarihi : 5.4.2025 12:07:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!