Kumandayı fırlatıp spiker kızın yüzüne
Bir şeyler yapmalı, diyorum - Ama ne?
Afrika'ya gidelim, diyor, karım içerden
Kahve içelim muhallebi yiyelim
Der gibi iyi niyetli
Bir insan boyu yukardan geçiyorum toprağı,
Dünyanın ışığı arkamda kalıyor hep:
Yanlışlar ve doğrularla boyanmış dünyanın.
Şeylerin titreyen örtüsü üzerinde
Dayanmak ve durmak bilmeyen
Küçük bir dere yolunu kaybediyor
Ve daha anlamadan olup biteni
Kuruyup gidiyor çölde
Kan ter içinde koşuyor atlet
Ama göğüsleyeceği ip de koşuyor
I
şiir dediğin, ruhun sığdığı her yere sığar,
suyun aktığı her yöne akar...
tüylerinizi okşar, derinizi yakar;
beyazsanız zenciyi,
Şiir üzerine konuşuyor, dinleyin!
Yarım akciğerliler kulübü'nden bir fâni
Nymphyler, biçâre ilham perileri
Habire oksijen körüklüyorlar
Küreklere asılmış set işçileri
uzun burnunu her şeye sokuyor
ve sinek kanatlı hayal gücüyle
her engeli aşabileceğini,
her kılığa girebileceğini;
dokunaklı sesiyle de
her gönlün kapısını açabileceğini
Aynı memeden emdik seninle,
Senin ağzın süt kokuyor,
Benim ağzım şarap!
Aynı yağmurlar ıslattı saçlarımızı;
Senin alnında çiçekler parıldıyor,
Hiçbir şiir son mısraında bitmez.
Sözün Simurgu, sözcüklere değil,
Kendi tüylerine bölünür çünkü,
Rüyalara ve hayatlara dağılır
Her gün, sabah akşam yeniden.
köyün korucuları silahlarını yine
köylülere çevirdiler.
kuzularımızı kurtlara, çakallara,
ekinlerimizi yaban domuzlarına
karşı korusunlar diye,
bebelerimizin, yetimlerimizin
Gecenin Sahibi
Ağustos böceğinin yüreğine
İndiriyor sırrını
Ve ağustos böceği
Sesine ardıç ağacının
Şuraya dünya gözüyle bir sevgilerimi yazayım da olur ya belki ulaşır.
Bu gür gönül sesi için iyilikler dilerim
Bu güzel (bana göre firuze,özgün ve hür) külliyat için teşekkürler sunarım
Bâki selamlar, hürmetler "Güzel Sözlerin Cini"ne.