Nasıl her şeyden çok umut kokarsa,
Umut ve güven kokarsa
Ot, diken ya da başak,
topraktan çıkan her şey;
Nasıl her şeyden çok barış kokarsa,
Barış ve şenlik kokarsa,
Tanrı senden
yazdıklarını suluboyayla
anlatmanı isteseydi
bay edward estlin cummings
muhtemelen
biraz görünür olsun diye
Henüz gemisine tayfa yazılmadım, ama
Ölümle, kızışarak devam ediyor,
‘Birlikte çalışma’ koşulları hakkında
Yürüttüğümüz sıkı müzakereler.
Şu sıralar, sabahın erken saatlerinden
Bunca çimen, bunca çiçek, bunca ezgi,
bunca ahenk
Ve oyun ve sanat ve rüya ve gerçek...
Bin bir yüz, bin bir maske ve mizansen karşısında
Kaya gibi yerinden oynatılmaz şairler,
‘Sarsılmaz’ şaireler –farkındayım, farkında-
Altmışında aşk, safiyeti biliyor
Ve şerh edebiliyor onu,
Ama safiyet olamıyor,
Safiyetin kendisi olamıyor.
kağşamış duyguların üzerine kurulmuş
gösterişli türbeler olmasın yazdıkların!
ne, insanların ölümden
ödünç aldıkları erdemle
sadaka çanağına bir şeyler bırakıp geçtikleri
tapınak avluları gibi soğuk,
öpüp koklarken sırma saçlarını toruncağızınızın
birden ölümü hatırlarsınız!
sunmak için çocuklarınızın sevgili anasına,
diyelim ki, bir süsen çiçeği kopardınız.
uzatmadan refikanıza,
komşunun bahçesindeki bababula ağacı
ahbabım olur kendisi
gözlerini kapayıp başını göğe kaldırmış,
hüzünlü bir ezgi mırıldanarak
rüzgârda nazlı nazlı sallanıyor.
ahbabım olur kendisi.
Saçı sakalı kaşları
Kazınmış o zavallı adamı
Korkutmak için mi,
Karşıma çıkardı Tanrı,
Yoksa korkudan titrediğim için
Kendimden utanayım diye mi,
Neyi ki çok istersen
Verir sınamak için
Neyi ki çok istersen
Nice dertlerden sonra
Yurduna dönenlerin - yıkık
Şuraya dünya gözüyle bir sevgilerimi yazayım da olur ya belki ulaşır.
Bu gür gönül sesi için iyilikler dilerim
Bu güzel (bana göre firuze,özgün ve hür) külliyat için teşekkürler sunarım
Bâki selamlar, hürmetler "Güzel Sözlerin Cini"ne.