Ben düşürmem gözüm öyle derine,
Gözüm muhtaç gözlerinin ferine...
Hiç kimseyi koymam senin yerine,
Dünya yalan derler alı, beyazı,
Sensiz alnımdaki silinmez yazı...
“Göğsümde işte oğul şurada yanar durur,
Yedi aylıkken daha bıraktı gitti baban…
Evde yokken gelip de kapıya tak tak vurur,
Dönecek bir gün gönlümü yaktı gitti baban…
Sakın hürmette kusur eyleme oğlum o gün,
Ahir zaman gelmiş daralmış yollar,
Siyah kara değil beyaz ak değil…
Bozulmuş bağ, bahçe kokuşmuş ballar…
Siyah kara değil beyaz ak değil…
Güneşi bir başka, bir başka ayı…
Yalan dünya dedin durdun,
Dünya değil yalan sensin…
Nerde hani yıktın kurdun,
Dünya değil yalan sensin…
Renge baktın rengi bildin,
Az kaldı bahara az daha dayan,
Biraz zaman alır dünya işleri…
Ey gönül feryadın figanın duyan,
Yarım bırakır gider güzel düşleri…
Apaydın yüzler gözler yolunu,
Sen buldun, kurtuldun bu karanlıktan...
Hacer Annemizden gelen sandıktan
Çıkan bir kadehten, sunulan sudan,
İçenler uyanır derken uykudan…
Geride kalanlar denizin suyu,
Yaşamak sanırlar derin uykuyu…
İçimde kıvrılan yollara bir düş,
Yıkamaz geceler yıkar mı sandın…
Hayra yorulur mu olur olmaz düş,
Her görülen düşü çıkar mı sandın…
Sen bende bir garip sonsuz bilmece,
Sözüne güvenme kırılır dallar…
Geç bahar, gel ey yaz; ne tatlı kiraz…
Beyaza döndü bak nerede allar,
Geç bahar, gel ey yaz; ne tatlı kiraz…
Yitiğini sorar keyfi yerinde,
"Kapıdan Makama kırk kapı geçtim,
Ben garip köylüyüm bulamam Valim…
Susadım sanma ki bir yudum içtim,
Hiç ısrar eyleme kalamam Valim…
Özel Kalem dedi mesai bitti,
Bahçene, bağına, çiçek, dalına…
Elmaya, üzüme doy da gel usta…
Güvenme dertlere şifa balına,
Kalbine imanı koy da gel usta…
Senin de hatan çok derler sonunda,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!