Suların aktığı,
Öküzlerin baktığı,
Bir kibritin
Bir ormanı, ormanları yaktığı bu memleket...
Senin, benim, bizim dediğimiz;
Hep bana hep bana deme arkadaş,
İnsanın gözünü toprak doyurur…
Helal mi haram mı yeme arkadaş,
İnsanın gözünü toprak doyurur…
Denizde yüzse de ayda gezse de,
Bir sevda masalı anlatsan bana;
Kerem'i Aslı'yı yakan sevdadan,
Mecnun'un içine akan sevdadan...
Bir sevda masalı anlatsan bana;
Irmağa karışan coşan sevdadan...
Yeşil bir yaprağım kuru bir dalda…
Rüzgâr eser savrulurum…
Yağmurda ıslanır, güneşte kururum…
Kökümden gelir can suyum...
Ancak bir tırtılın içinden geçince çıkar kanatlarım,
Görünür olur bir nakış ruhumdan…
Unuttum ellerini annem,
Ellerinin sıcaklığını değil...
Yüzün hayal meyal olsa da aklımda
Gözlerinin sıcaklığı değil...
Bir bak ellerine
Ellerinde hayatın var
Gör avuçlarında hayat çizgini
Ellerinle tutun düşlerine
Resmet ellerinle geleceğini
Ben,
Seni bekliyordum;
Kar kıyamet,
Kış soğuk,
Hava ayazdı…
Nerdesin anne;
Ben her akşam o eski mahalledeyim…
“Dut ağacından in oğlum düşersin! ” desene yine…
Babamın iş dönüşü yorgun halindeyim;
Ceketi üzerime atılmış
Kokusu sinmiş yüreğime
Gözlerinde
Güzelliğin resimleri var...
Henüz dünyanın,
Bulaşmadığı düşlerin var...
Sıcak bir yazdan kalma,
Yanarsın gidersin aşkın odunda,
Ne değer verilir ne soran olur…
Kalmazsın kimsenin fikri yâdında,
Ne değer verilir ne soran olur…
Dağların ardından sesin duyulur,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!