Bir sürü insan var yolda pinekleyen.
Fakat kimse yoktu bizi bekleyen.
Çok sarhoş var, sesine avaz ekleyen.
Fakat hiç ayık yoktu resmi seyreyleyen.
Bir sürü insan var böceği ezmeden geçen,
az önce unuttu bedenim
hayatı az önce hiç edeni.
hayatını az önce kaybedenle,
hayatını haybeye yaşayan
ve hayatını kaybedip aşanın
farkı yoktur artık nazarımda
Gönlümü yakan bir asit gibi sevdan,
Azar azar dökül de basit olmasın vedan,
Ben seni feda edemem bilirsin,
Düşünmedim de zaten kasıtlı gittiğini.
Şimdi tam kasvetin çöktüğü zaman,
Cansız sırdaşların da olacak arkadaş,
Mesela ara sıra kağıtla dertleşeceksin.
Sıkılırsan kağıdın sessizliğinden,
Kuşların muhabbetiyle demleneceksin...
Şimdi bir sayha kopsa şuramda,
Bir Yakup gibi yansam Kenan'da
Kibritler çakılsa da kanlı yaramda,
İçime doğru tüter benim dumanım.
Tel tel dökülse aklar şafağımdan,
Değil mi, hayat devam ediyor
Dönüyor dünya her şeye rağmen
Çok yanmışsa canın demek ki
Geçip giden aylara sitem ediyorsun.
Sonra
Burada kal dedi yine hükmümü giydiren.
Cennetten kovulup dünyaya sürgün edilen,
Her nefeste cenneti burnunda tüttürülen,
Adem’in bahtsızca sürülen torunu bendim.
Bir koku avutuyor sürüldüğüm diyarda,
Takdir toplamak değil işimiz;
Söylenmiş bir sözümüz,
Gölgelik bir ağacımız olsun.
Onca koşuşturma arasında;
Gönle naif bir kuş konup,
İyi dinle,
Senden de bir parça var burada.
Hepimiz bir parça çocuğuz,
Büyümek için uyudu çoğumuz,
Yirmisinde maziye hasret yorgunuz,
Dertlere bezenmiş hüzünle solumuz.
Şemsiyem yük olmadı diye mi sevineyim?
Çünkü yanıma alınca da yağmadı yağmur.
Yanıma aldığımda da hava kuraktı,
Hem yanıma kimi aldımsa yüzü kuraktı,
Yanına kim aldıysa beni, gözüm hep sulaktı.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!