Nasıl unuturum aylardan kasımdı,
Hem doğumum hem yasımdı,
Benim kalbim dostluğun hasıydı,
Bilmem nasıl sevdim seni?
Yollarına karanfiller sermiştim,
Rüzgarlı bir Mart günü
Oturmuşuz seninle
Karşılıklı,
Sen bana bakıyorsun, ben sana
Yanımda sen varken konuşmuyorum,
Sen 'anlat' diyorsun
Sevmeli insan,
En dik yokuşlar bile
Ancak böyle dümdüz olur
Korku dolu kabuslardan
Ancak böyle uyanılır
İflah olmaz yaralar kanarken durmadan
Eylülün bu gecesinde essin diye bekliyorum meltemi,
Baş başayım sükutla ve sakin bir demdeyim,
Sensizim lakin bir o kadar da seninleyim,
Sözcüklerin gücü yetmiyor anlatmaya ahvalimi.
Açılıp kapanmakla devr-i daim yapıyor göz kapaklarım,
Günler geçmek bilmezmiş
O şehrin sokaklarında,
Geçmeyen günlerin sokağında
Bir kuş..
Üşümüş, titremiş ve yapayalnız.
Gidersen, bir başka gideceksin,
Öyle ki buz tutacak cehennem bile.
Hislerini kalbine gömeceksin,
Ve mantığın olacak devrede.
Özlersen, asla dönmeyeceksin,
Bak yine gün batıyor
Ufuklarımızda,
Karanlıklar açmış kollarını
Bekliyor bizi,
Sözlerin kar etmez şimdi.
Dönelim desen ne çare,
Elveda,
Issız gecelerde,
Ve zaman bir türlü geçmez
Ve sanırsın ki güneş hiç doğmayacak,
Öylesine ıssız, öylesine sessiz
Gecelerde,
Anılara tutunmakla,
Acılara tutunmak arasında ki o ince çizgideyim,
Yani kaybolduğum yerde,
Yani yok olduğum yerde,
Yani seni ilk gördüğüm yerde,
Yani, aşık olduğum yerde...
Bir ferman var
Ki dolaşır elden ele,
Onu duyan kulaklar sağır olur her şeye
Onu tutan eller kan konudurur alnına
Geri dönmeyi hesap etmeyen yiğitler
Sürer mermiyi namluya.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!