Seni tam unutmuşken,
Kalbimi avutmuşken,
Ne işin vardı söyle,
Niye çıktın karşıma.
Hayalimi söndürdün,
Havada zehir gibi yas kokusu var.
Simsiyah bir gökyüzü,
Hıçkırıyor sanki lacivert deniz suları,
Uzaklardan duyuyorum.
Bu şehir İstanbul olalı,böyle hüzün görmedi,
Saatimi gelişine kurmuşum
Yokluğunda geçen zaman aralığında.
Kendimi bilsen nerelere vurmuşum,
Orada duruyor adın,o dut ağacında.
Okyanuslar kabarırdı görmeyince içimde,
Yeşil yeşil dalgalar
vururken sahillere,
mavi mavi eser, rüzgâr.
bal bal kokutur sokakları.
al al yanaklı çocuklar
oynar kırlarda,
Yalnız seni severim
Mecnun gibi gezerim
Söz veripte gelmezsen
Canımdan vazgeçerim.
Uykusuz gecelerim
Güneş batarken
Sen doğarsın
Kapkaranlık geceme,
İsyankâr kalbim mücrim
gibi hep seni özler.
Bir ateş yakarsın gelişinle,
Kar yağıyor bir tipi,bir tipi,
Hava ayaz mı ayaz,titriyor üşüyorum.
Bir kadın,ne kadar sana benziyor tipi.
O kadını görünce seni düşünüyorum.
Ardından bir yağmur,kalın bir sicim gibi
Bir fincan kahvenin hatırı kırk yıl.
Hatır dediğin şey biraz tatlı dil.
Dünyada dostunu aman iyi bil.
Dost olmayanıda defterinden sil.
Misafire rakı şarap içirdik,
Seni unutmak ne kadar zormuş,
Hatırlamamak ise imkânsız.
O kadar doluyum ki hatıranla,
Her nefeste,her bakışta sen varsın.
Dalar gider gözlerim ufuklara,
En güzel yıllarımı seninle yaşıyordum,
Gece değil gündüz bile rüyâya dalıyordum,
Sevgiyi, mutluluğu seninle buluyordum,
Bu ayrılık,bu sensizlik nereden çıktı.
Karanlık gecelerde mehtabı görüyordum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!