Vuslat nöbetlerim ne zaman bitecek?
Bu sevdada, şafak bana gelmeyecek.
Hicranı hangimiz, tekme, tokat dövecek?
Bu sevdada, sabır nöbetlerinde,
Bedenim yaşayıp, ruhum mu ölecek? ..
Kaybettiğim, beni bulunca döneceğim.
Bulmadan, asla bir daha dönmeyeceğim.
Bir gün elbette bende öleceğim.
Ölmeden, seni seviyorum diyeceğim...
Muhtacım! Senin, beni sevmene,
Senin, sıcacık ellerine,
Senin, güzel sözlerine,
Sana dört mevsimde muhtacım!
Muhtacım! Güzel gülmelerine,
Bir buse ver bana, dertler silinir.
Hicran verme bana, kalbim ezilir.
Vuslatı ver bana, zehir içilir.
İşkencede ruhum, sensiz ezilir.
Bin dert senin için, ödülüm olsun.
Sana, aşık olunca,
Kaybettiğim, kendimi buldum.
Sana, aşık olunca,
Nadas da duran, yüreğime toğum ektim...
Kabede ne işin var?
Be Nemrut!
Kırk kez gitsen,
Nemrutluğun, bitecek mi sandın?
Bir kilo aşk olsa, ne yapardın?
Bir kilo altın olsa, ne yapardın?
İkisi arasında secim olsa,
Bir kilo aşk mı, bir kilo atın mı?
Ne yapardın ne yapardın..?
Yüreğimde saklı aşkın dururken,
Lal dilim, sevdamı susturuyor.
Gündüzüm karanlık olurken,
Ruhumu izbelerde kanatıyor.
Nisan yağmurları yağarken,
Yâr sana sevdiğimi , hiç söylemedim diye,
Söyle nasıl kızarsın, bir kez sormadın bile?
Yâr bana sevdiğini , hiç söylemedin diye,
Böyle nasıl kızarım, bir kez sormadım bile..?
Hiç hakkım yok sevmeye, ah elinden tutmaya..!
Küçüğüm
Aşkın tarifi yapılamaz, küçüğüm..!
İlkel bir ok, sol yanına süzülüverir.
Aşkın yarası kapatılamaz, küçüğüm..!
İlkesi, kanunu her anına çözülüverir.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!