Yollara düşüyorum: kesilmiş kollar, kopmuş bacaklar; kan kırmızı asfalt. Taş ve sopa parçaları. Basmadan geçmeye çalışıyorum; bu benim yolum mu? Yoksa bir rüyanın içinde miyim? Yoksa tüm bunlar birer yanılsama mı? Yoksa ben görülmemesi gereken bir şeyleri mi görüyorum?
Yoksa bir öykü mü okumaya başladım; belki de bir öyküyü yazmaya başlıyorum?
Gerçek mi, yanılsama mı? Kim yanıtlayacak?
Sorular sorular; sorular çoğaldıkça başım daha da hızlı dönmeye başlıyor; bir yerlere tutunuyorum. Şiddeti, nefreti ve intikamı görüyorum. Çürümüşlüğü, gericiliği, tutuculuğu, bağnazlığı; hile ve desiseyi görüyorum.
Sevgilim, bir günün ortası şimdi
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
Devamını Oku
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta