Ardını göremediğim uzun sıkıcı bir yol hikâyesi anlatmak istediğim... Henüz sıcak asfaltın kokusu yakarken genzimi çıkan ketlere bent oluşturma çabası belki de umutsuzluğum… Sonu görülmeyen içtikçe içilesi bir yudum hayat kıvamında belki yaşanılanlar ve kırılan cam parçalarını yapıştırmak... İşte bu benim yol hikâyem.
Bazen kıvrıla kıvrıla, her döndüğüm kavşakta bu güçlüğü de aştım sonunda kendi yalnızlığımla, diyerek arşınladığım…
bazen dümdüz monoton boğucu yaz sıcağında ha gayret değişecek gece, gündüze dönecek düşler elbet diyerek…
Dileyerek, isteyerek...
Bir bilinmeyenli değildin yüreğimde.
Üç hece,altı harftin yaralı ruhumun derinliklerinde.
Şimdilerdeyse ayağınla ezip geçtiğin yollar misali.
Her tozumdan,her çakıl taşımdan körfeze doğru savrulmaktayım.
Havalı bir yalnızlığın keşmekeşinde
Damla damla büyürken hüzün,
Ak pak suretleri karalıyor sızılı avuçlara.
Tutsaklığın prangaları kırılmış,
Kanadında boş sokakların
Titrek ışıltısını taşırken,
Rüzgarlar ters esiyor gönlüme,
hazan sarısı yaprak döküyor gözlerim.
sen gittin ya.....bende bittim!
hicran vuruyor satırlara artık.
düş bahçem sessiz kaldı şimdi,
talan oldu kalp evim
tebessümlerim yüreğini buselerken özlemekteyim seni.
iki sohbet arası dar vakitlerde kalsada biz.
mesafeler tuşlara hüzün notalarını bassa da.....
Hiç gelmediğim şehrin kadar özlemekteyim seni
Soğuktu düş...
Isıtmıyordu gülüşleri hüzzam
İçim kıyılırken uzaklara
Neden niçin senfonisinde
biteviye vazgeçmeler.
Ben seni her şeyden vazgeçipte köşeme çekildiğim, aşka sevdaya son,birdaha asla dediğim....ölüm döşeğimi hazırladığım dönemimde sevdim.karlar yağıyordu umutlarıma, kış ayazında kalmıştı herşeyden daha savunmasız olan yüreğim.Ben nelere göğüs germiştim nelerin üstesinden gelmiştim de bir aşka yenilmiştim.ve artık son.....bir daha mı tövbe demiştim..
Ben seni ucu bucağı görünmeyen yar,ların en karanlık ormanların,en derin ummanların içinde kaybolmuşken, kendimi yüreğimi nadasa bırakmışken sevdim.bilmeden.....istemeden...... elimde olmadan....kaydı gitti yüreğim avuçlarına kondu.sen ki vaktinden çok sonra gelen sevdiğimdin.ama belki de ömrümde karşılaştığım en yürekli en kesin kararlı ben senin için geldim önce sen diyebilendin.Sen beyaz atlı şovalyem,sen karanlık vadilerdeki titrek güneş ışığım,sen umut verenim.
sen ki:sevenim.sevdiğim.karayazgılım....civanım...şimdi itiraf ediyorum işte.seni seviyorum...aşkım yüreğime hoşgeldin...........İlknur Tavasav
HOŞGELDİN GÜL YÜZLÜ UMUT YÜZLÜ SEVDİĞİM
Vicdanı kısırlaştırılmış bir insan olmaktansa
Yalnızlığa üflerim sukutu.
Varsın olsun vaveylasında
Huzur bulur düşlerim.
Çalamadığım kapıların kulvarlara açılan terazisinde
Başlarım yeniden hayata...
Tenhasında sokakların ucube bir yalnızlıktan dem vuruyor susmalar
Sitemsiz yalpalıyor gönül köşebaşı ıssızlığında
Korkar adım arşınlanan bu giz
Yitikliğin sarmaşık gülleri
Anlamsızlık çelişkisinde
darağacında asılı kalan bir sen
Geç kalınmış kelimelerim var dile gelmeyen
Söylesem yanacak-sussam kanacak gönül
İçimde kopan fırtınalardan bi haber
Kendi gerçekliğinle kal yar!
Her oluşun bir bitişi vardır ya..
Şiir konusunda kesinlikle çok usta bir şaire...
Ama keşke arada sırada değilde bu konunun üzerine biraz daha eğilse ve cidddi düşünse.
Kalemi çok güçlü,şiire kattığı anlam ve kendi çizgisi çok güzel...
İnsan olarak sa çok farklı bir kişilik.Genelde iki farklı yönü var.Birtanesi her ke ...
herkes,her şey göründüğü gibi değil...
beyaz bir perde çekmiş hayat karasının önüne..
avutmaya çalışıyor pembe gözlük takmak isteyenleri...
beyazlıklarla karasını örtmeye çalışırken hayat yer yer grilikler,
gölgeler düşürüyor hayallerin üstüne..
karalarsa hep gerçeği gö ...