Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
Hayal içinde perişan yürürüm
Sen de karanlığın sustuğu yerde
Beni unutma
O saatlerde serpilir gülüşün
Bir avuç su gibi içime, ey yar
Senin de başında o çılgın rüzgar
Deli esiverirse bir gün
Beni unutma
Ben ayağımda çarık, elimde asa
Senin için su yollara düşmüşüm
Senelerce sonra sana dönüşüm
Bir mahşer gününe de rastlasa
Beni unutma
Hala duruyorsa yeşil elbisen
Onu bir gün benim için giy
Saksıdaki pembe karanfilde çiğ
Ve bahçende yorgun bir kuş görürsen
Beni unutma
Büyük acılara tutuştuğum gün
Çok uzaklarda da olsan yine gel
Bu ölürcesine sevdiğine gel
Ne olur Tanrıya kavuştuğum gün
Beni unutma
Kayıt Tarihi : 28.8.2000 17:11:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




biraz daha, biraz daha, biraz daha
hayat kumbarasına yılları atar,
sen ve ben darda kalmış
iki fukara yoksulsak yoksuluz,
ama unutma;
her uçurum bir ovaya sevdalıdır,
kalbinin kirpiklerini yolla bana sevgili,
diyorumya ya hû yoksun...,
necip halkım aşk dilenir allahtan,
ki sen içime saplanan oksun...,
ve astım saatleri kum saatine
siyah bir urgan gibi ve
yüreğimi batırıp çıkardım bugün
hasrete, sisler içinde…,
renksiz o saydam cama
içimden fısıldadım,
yok senin rengin…,
bakma bana öyle deniz gibi derin derin,
sonsuzluk çağrılı, ve keder sandıklarını
saklayıp saklayıp…,
gönlümün üç perdeli hazinesi;
yalnız en derinlere varan
bilir kıymetini,
kavuştur ellerini dizlerinde ve
baş parmakların yine aynı çemberi çizsin,
ihrama girsin turuncu/kızıl gül ki
yoksun…,
ki esas beytull/ah olan,
kalbinde aldığım her nefes,
dalgınlığımı sulayan kurumuş pınarlarla
bir gül goncası gibi hediyem olurdu sana...,
hasrete bata çıka bata çıka eylülümüz,
şimdi sonbahar artığı ve küresel ısınmalı,
dahası salgın üstüne salgınlı,
bu kendine dargın çağa,
hüzün mavisi yapraklar döküyor
ah;
NASI YA
Şuara suresinin son yedi ayetinde, üzerine şeytanların indiği şairlerden bahsedilir ve onların özelliklerinden birisinin de yapmadıkları ve ( yapamayacakları) şeyleri söylemeleridir. Bu şair de "Ayağında çarık ve elinde asa" ile yollara düştüğünü söyleyerek yalan söylemektedir. Çünkü asla böyle bir eyleme imza atmamıştır.
Bir Hadis-i şerifin beyanına göre, Mahşer gününde, herkes kendi derdine düşecek ve öyle ki, kendisinin erkek mi dişi mi olduğunu bile unutacaktır. Yine bir Hadis-i Şerife göre, peygamberler bile, Mizan kurulup sevaplar ve günahlar tartılmaya başladığında, günah ve sevap defterleri havada uçuşmaya başladığında ve gerçek mü'minlerle, mücrimler Ayrılsın denildiğinde, kendi dertlerine düşüp en sevdikleri eşlerini bile hatırlamayacaklardır.
Bir salkım söğüdün altında
Sen bana ben sana kavuşalım
Bedenimi ruhumu al, al ki kurtulsun bu can
Benliğimi, her şeyimi al ki kurtulsun can
Daha gidecek çok yolumuz güzel yarim
Daha gidecek yolumuz var
Daha gidecek çok yolumuz güzel yarim
Daha gidecek yolumuz var
Daha gidecek çok yolumuz var güzel yarim
Daha gidecek yolumuz var
Daha gidecek çok yolumuz var güzel yarim
Daha gidecek yolumuz var
Dağlar dağların ardında
Ağlama su yüzlü sevdiceğim
Yüreğimi aşkınla al, al ki kurtulsun bu can
Ellerimi, gözlerimi al ki kurtulsun can
Daha gidecek çok yolumuz var güzel yarim
Daha gidecek yolumuz var
Daha gidecek çok yolumuz var güzel yarim
Daha gidecek yolumuz var
Daha gidecek çok yolumuz var güzel yarim
Daha gidecek yolumuz var
Daha gidecek çok yolumuz var güzel yarim
Daha gidecek yolumuz var...
TÜM YORUMLAR (90)