Yokmu teselli veren? Böyle mi olacak tüm mezarlar
Gözü kulağı kapadığım halde, duydum hoş sedalar
Dünyada hiç duymadım, öyle güzel bir musiki sesi
Ruhumun derinliklerine işliyor, sanki gizemli nefesi
Bu cuma sevdiğim büyükleri
İstiyordum ziyaret etmeyi
Es-selamün aleyküm, ya kabir ehli dedim
Mezarlığın kapısından, besmeleyle girdim
Veda-Vefa-Özür-Dua
Biliyorsunuz bize derler kedici, amcazade patacı
Dayıların dayısı pilavcı, komşumuz danacı
Lakap çok, kimi horoz, kimi yavsı, kimi toklu
Karacaören’de Yaşam
Köyde Arpa biçmekle başlar işler güçler
Hemen arkasından mercimekler yeter
Elde deste ve orakla sürünmek her şeyden beter
Ramazan’ın yirmisine girdik
Geceyi biz gündüze çevirdik
Gündüz hep çalışıp didindik
Kör nefsi nasıl tuşa getirdik
Mübarek Ramazan yirmi dedi
Sabah namazından sonra
Kuşluk vaktinde herkes ayakta
Alınan her nefes
Aşk ve şevk içinde herkes
Ruha dar geliyor ceset
Sanki cisim oldu bir kafes
Verilir emir, karlar erir, bahar gelir
Yeşillenir toprak, canlılar çok sevinir
Uçuyor kelebekler şakıyor bülbüller
Ya Fettah’ı Ya Allah! diyor açan güller
Esti rüzgâr tozlaştı tüm çiçekler
Terk edip gitti eşim,
ebediyet evine
bakıyorum her gün,
onun resimlerine
anlatamam,
Hayyam’ın inanç fikirleri çok sakat
Edebiyat’ta, şiir’de; hüner ise ‘sanat’
Köyü görüp de, muhtarı inkar ederse
Onun insanlığını, acaba kim eder ispat?
Bekir Özcan
Hayyam’ın sapık inanç fikirlerine cevap
Edebi sanatlarda, şiir de; hüner ‘sanat’
Balı görüp de eğer arıyı görmez ise
O dünyadaki en büyük sadık ahmak.
Bekir Özcan
Böyle bir yetenek neden keşfedilmedi. Ya da ben mi tanımıyorum.