Bu gün Ramazan yirmi dokuz oldu
Allah’ın nuru bir güneş gibi doğdu
Müminlerin kalbi gönlü nurla doldu
Tüm şeytanların ise beti benzi soldu
Bu gün yirmi dokuz Ramazan bir bak
Hayyam’ın inanç felsefesine eleştiri
Güzelleştiren hünerdir edebiyatı, şiiri
Yazılan şiiri görür de bilmez ise şairi
O dünyadaki tüm sadık ahmakların piri
Bekir Özcan
Hayyam’ın sapık fikirlerine cevap
Edebiyat da, şiir de; hüner ‘sanat’
Nakşı görüp de nakkaşı görmez ise
O dünyadaki en büyük sadık ahmak.
Bekir Özcan
Hayyam’ın inanç fikirleri çok sakat
Edebiyat’ta, şiir’de; hüner ‘sanat’
Sanattan, sanatkârı görmezsen
İnsanlığını, kâinatta kim eder ispat?
Bekir Özcan
Menfi felsefeye cevap Hayyam’a nazire
Edebi hüner ‘sanattır’ Edebiyat’ta, şiir’de;
İğneyi görüp de, ustasını inkar eden,
Acilen yatırılır akıl ve ruh hastanesine.
Bekir Özcan
Baktım dağlara ilkbaharda
Kır düşmüş simsiyah saçlara
Dedim İhtiyarlamış artık bu dünya
Tüm dünya adına dağların namına
Kâinat çiçeğinin, meyvesindeki ‘tohumu’
Gelecek mayasının, şekillenecek ‘suyu’
Elementlerin, bileşik safi has ‘hamuru’
“İnsanlık” cesetse, “baba” onun ‘ruhu’
“Baba,” sonun bir evveli, ilk’in en ‘sonu’
On dokuz çok esrarlı bir sayı
Elveda çekiyor Ramazan ayı
Nurlandırdı nuru ile dünyayı
Yumuşadı zalim nefsin yayı
On dokuz Ramazan’a ulaştık
Çocuklar Ve Oyunlar
Karacaören’de günler geçer çok neşeli
Yarenler yaren eder olur pek eğlenceli
Her an güler oynar köyün gençleri
Sektellemeç oynayan gençleri gördüm
Karacaören’den Hatıralar
Ağın dağının başında oturup dinlendim
Karacaören ovasına şöyle bir göz gezdirdim
Kekecin İbrahim’le Çapar Osman’ın Sali’nin
Böyle bir yetenek neden keşfedilmedi. Ya da ben mi tanımıyorum.