Materyalist felsefe ve Hayyam’a cevap
Edebi sanat olan, şiir de; hüner ‘sanat’
Yazılan harfi görüp de, görmez ise yazarı
Odur işte bu dünyadaki şeddeli salak.
Bekir Özcan
Hayyam'ın sapık tevhit inancını ikazdır
Edebiyat, şiir, sanattan anlayanlar azdır
Köyü görür de, muhtarı etmez ise kabul
Hayvana yazık olacak ama, o ancak kazdır
Bekir Özcan
Menfi felsefeye cevap Hayyam’a nazire
Edebi hüner ‘sanattır’ Edebiyat’ta, şiir’de;
Sanatı görüp de, sanatçıyı ederse inkar
Ayrılmıştır ona yer, akıl hastanesinde.
Bekir Özcan
Hayyam’a nazire, menfi felsefeye cevaptır
Edebi eserlerde, şiir de; hüner ‘sanattır’
Kadehi görüp de, inkar ederse yapanı
O, bu dünyadaki salak hem de ahmaktır
Bekir Özcan
Materyalist felsefe ile Hayyam’a cevap
Edebi bir şiiri edebli yazmak ise sevab
Şarabı görüp de, inkar ederse ustayı,
İşte budur dünyadaki şeddeli salak.
Bekir Özcan
İşte yirmi altı Rahmet gününede girdik
Başladı bak maddi ve manevi temizlik
Gecesini kadir gecesi bilip ihya ettik
Şeytanı yenmeye ta! Ezelden ahdettik
Mübarek Şehr-i Ramazan dedi yirmi altı
Yirmi yedi Ramazan’a işte bak şükür ulaştık
Kadir gecesinin nurani feyizle dolduk taştık
Ya Rap! Gark olduk nur’una manen coştuk
Kabul et Allah’ım “rıza’na” rıza ile koştuk
Şehr-i Ramazan’ın yirmi yedinci gününe erdik
İbrahim,(a.s) eşi Hacer’i, oğlu İsmail’i alır yanına
Düşer bu günkü Mekke vadisinin, ıssız yoluna
Hacıların say ettikleri, Safa - Merve mevkie geldiler
Bir miktar hurma, biraz su bıraktı, İbrahim peygamber
Hz. Hacer, taş, toprak, yapraktan yapar bir kulübe
Güneşli çöl sıcağından koruyacak çocuğu bu gölge
Teslimiyet tevekkül içinde hem de kanaatkâr
Böylece yeni bir hayata devam etmeye başlar
Aniden bir ses duydu müthiş irkildi
Nefes dahi almaz pür dikkat kesildi
Tüm basiretini verip bu nidayı dinledi
Gaybi bu sedayı tekrar bir daha işitti
Böyle bir yetenek neden keşfedilmedi. Ya da ben mi tanımıyorum.