Çok küçükken pusulaya eremiyordum
Az büyüdüm cahil oldum,yönleri beğenmiyordum
Okudum az büyüdüm az aklım erince
Dedim ki pusula bu muydu mesele
Oyalamışsın 'dur,burda bir yerdedir doğru
Yön de istemiyorum yeter bana burun diki
Nadide çiçeğim kelam etmişsin duyabilmirem
Nazlı selamını bile başıma alabilmirem
Gülerem eğlenirem susabilmirem
Her vakit içimde ağlayan ses duyulmasın
Her vakit içimde bekleyen yar görülmesin
Benim bir demetten ibaret gül ile olan hukukum
Gül bahçesine inkar değil olsa da sürurum
Nitekim olmuşsa ziyan, eziyetle ruhum
Kararım verik kalemim kırık filan
Sükunda bırak beni zira yargımız farklı zuhur
Bucağa köprü İnşaa'ya şehirden
Aşk'a hakim-i Sabrı İnşaa'ya şiirden
Mühendis gelmiş
Ortalığı dağıtmış gitmiş!
Ne çok söyledindi büyümemi
Büyümek dediğin de bütün coşkuların göz yaşartırcasına acıtacak kadar boğazda düğümlenmesi halimiydi
Bir hıçkırık gibi
Tamam o zaman
Al büyüdüm şimdi.
Bir gün her şey aslına dönecek ya
Saklandığı maskelerden kurtulup her yüz
Sen mahşer de,ben şiir
O zaman utanacaksın
Ortaya çıkmamış ayıpları sakla
Güneş de batacak birazdan
Ne tuhaf değil mi en güzel anı en son anı
Son anı
Bu bizim en güzel beş dakikamız yani
Yüz yüze bakıştığımız
Bir çay içelim iki dakika dur
Tahammülün olsun beşr-u beşere
Yoksa ne içine sığdın ne içindekine.
Sabır biraz israfa,biraz hedere,
Bak ne içine kalıyorsun ne içindekine.
Elası gözdeki bince renkten,
Devası lütf-u hakikatte imiş,
Dediler şöyle böyle bir döndüm baktım
Ele yargıç olan önce kendini tartsın
Varsa da tek suçum var gayrı da hoşum
Nice konuşandan az günahım var
Çok terbiye ettim uslanmıyorum
Güzele aldanmak gibi bir zaafım var
Ben ne zaman ağlasam...
Geldin şiir yazdırıyorsundur bana
Ellerimden tutup gözlerimi kapatıp dudaklarınla
Görmesemde sana dayanıp yaşarım
Ben ne zaman ağlayamazsam
Biliyorum ki bir çiçek yerle bir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!