Ben yoruldum doğru olanı anlatmaktan
Sananla uman usanmadı olmayana inanmaktan
Amacınıza yol varsa yoldan gidin
Hedefinizin kapısı varsa anahtarı bulun
Ben atanmışmıyım perişan olana dek anlatmaya
Yoruldum
Sarhoşuz ayyaşız aşk
İşimize geldiği gibi
Erguvan hep açar da
Savurana kadar saçlarını o nazlı sevgili
Bilmeyiz kokusunu.
Her kış yağar bu yağmur
Seni nasıl sevdiğimi söylemiş miydim?
Öyle ya,
Kırmızı biberin çiğsine
Yumurtanın sarılısı çiftine,
Her sağnak yağmur sonrası
Çayın demlisine,
AnkaRa anka kuşlarının tanrısı der
Seni öyle çağırırdım yanıma
Son şakalarımmış.
Her gördûğüne heves edip eve taşıdığın
Son kavgalarımmış
Düş diyorum düş artık
Düş bir yakamdan
Ses kesilmeyiversin
Kulağımda uğulduyorsun
Gece olsayımış da
Gün de doğsayımış
Beni azat edin...
Sessiz sedasız
Kötülük diye çok çırpınmayın
Beni azat edin toprağa doğru
Yolum kavuşur rüzgarla bütün
Benden değil kavga gürültü
Sen bildiğim ezberleri unutturmuşsun
Ben sana bildiklerinin ezber olduğunu
Farkettirmişim ne tuhaf plansızca
Ne güzel ve garip
Ki
İstemeden iyilik
Kuş tüyü kadar dediğin sözlerinin acısı
Bende bıçak yarasıysa
Sen mahkeme kurma
O kafayla adaleti sağlayamazsın
Zaten adaletten vazgeçtim artık
Yargılasam kimbilir kaç idamdan
Şiir vardır...
Daracık sokaklarında bu gece
Korktum bu şehrin
Bir başıma..
Gece aydınlıktı
Gürültü aralıksız
İnsanları ağlatmak en basit iş
Sıkıysa ağlayan birini güldüreceksin
Emeğimi ziyan edemezsin demedim
Beni yanıltmazsın dedim
Aradaki kocaman farkı bileceksin...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!