Toprağın umurunda mı?
ki, rahatsız olsun,üzerindeki çalıdan, ottan,
şikayet mi etti dallar,iç içeyken,
onu budar bahçivan...
koca bahçe yeşiliyle sevinirken coşarken,
çeşit çeşit çiçek açıp,kokusunu saçarken,
bence,
..
Ya açık denizlerde
özgür bir yelkenli olurum
Y a da ormanda kaybolmuş
karanlıkta ürperen bir çocuk;
Ya yaprağına sabah sevinci taşıyan
bir çiğ tanesiyim
Ya da papatyalarla bezenmiş
..
hapishaneye doğmuşuz
hapishanede öleceğiz
Toplum gelenek eğilim din
Bağ bahçe tarla vatan
Sınırlarla çevrili dört yanımız
Sınırlar yasaklarla dolu
Özlediğimiz dünya değil bu
..
Kalmadı tutunacak yanı hayatın
Paslandı bütün zincirler
Islat ve kurut beni
Ey yağmur ve rüzgar
Hep sen peşimdeydin
..
Ellerin koyu renkli yüzün gibi esmer
Bir ağustos sabahı gözlerin
Bazen mevsimlerin duraklarında
Akşamı bekleyen bahçıvana benzer.
yalın dupduru ve yemyeşil.
Ağaçların kuruyan dili
..
Ozaktan görünür yüce dağların
Viran mı olmuş bahçe bağların
Nerde o seninle geçen günlerim
Konuşmıyosun lal mı olmuş dillerin
Hani yem yeşil bahçe bağların
Nerde o başı dumanlı dağların
..
öyle bir çiçek açmıştı ki
şu bahçe dediğim kalbimde
solmadı, kırılmadı, koparılmadı
dayandı her acıya
öyle güçlü bir çiçekti ki bu
suyunu gücünü güneşini senden aldı
soldu zamanla kırıldı, koparıldı
..
Çocukluğun geri gelsin istiyorsan;
şekerleri sev, bir daha şekerleri,
Yeni alınmış bir ayakkabıyı yastığının yanına koy;
bağırsın kokusu,
bayramların olsun yine/
Annen artık yoksa benim gibi,
eski mutfakta dokunduğu tel dolabı öp,
..
Kalpler ancak Allah"ı anmakla mutmain olur buyuruyor her şeyi ve herkesi yaratan. Yani ne zaman gözün kararsa, yüzün asılsa, kendini uçurumun kenarına gelmiş ve düşecekmiş gibi hissetsen, çıkmaza girdiğini düşünsen, başın dönse, ümitlerine zeval gelse, kalp inşirahın için tam itikatla Allahı anman yeter. Çünkü kullarına tüm merhametlerin üzerinde bir merhametle muamele eden o İlahi güç, kendisine samimiyetle teveccüh edenlere rahmet kapılarını ardına kadar açarak mukabele eder.
Bir tövbe temizler günahları ve bir şükür, ardına kadar açar kapıları. Vermek ya da almak istediğinde sadece ol diyen ve saliselerin bile değerini yitirdiği meçhul bir zaman diliminde olduran yegâne kuvvet, adaleti ve merhameti ile yüreklere ilaç, zihinlereyse bir kurtuluş reçetesi olarak karşımıza çıkar. Karışmış hiçbir kalp, bozulmuş hiçbir fikir yoktur ki Allahı samimiyetle ansın da gaflet ve delaletten uyanmasın. O halde, tüm çıkış yollarının kapandığını zannettiğimiz bir zamanda, istediğinde istediği tüm kapıları açan kudretin sahibine yönümüzü dönmemiz icap eder.
Tüm bunlar bir hakikattir ve her zaman, her yerde geçerlidir. Bir girdabın içerisinde düştükçe düşerken; görmediğiniz bir el sizi aydınlığa çıkarır. Bir bataklığın ortasında battıkça batarken; kirin pasın içerisinden sizi, ilahi bir güç kurtarır. Görünüşte değil, hakikatle inananlar, kayıp tam da düşecekleri an düşmezler. Çünkü Allah, yanlışları dahi olsa gerçekten inananlara cennet bahçelerinden bir bahçe murat eder.
Geçmişten günümüze kadar gelen ve şimdiki çağda bir hastalık gibi hilkatimize işleyen korkularımız, Allahı anmaya muhtaçtır. Büyüme korkusu, çoğalma korkusu, küçülme, azalma korkusu, unutulma, unutma ve geçim korkusu, kalabalık korkusu, yalnızlık korkusu ve hatta ölüm korkusu ancak Allahı hayatımızın her anında anmakla giderilir. Niyeti Allah rızası olanın yardımcısı da Allahtır. Allah, inananlar için en iyi dosttur.
Allah"ın varlığı, mazlumlara bile cesaret verir. Çünkü Allah, tüm güçleri yaratandır ve bütün kuvvetlerin katbekat üzerinde bir kudrete sahiptir. Zalimlerin zulmüne, kötülerin şerrine verdiği karşılık pek çetindir. Bu sebeple Allahı gerektiği gibi anınız ve Ondan, korkulması gerektiği kadar korkunuz.
Allah"ın gücü sonsuzdur. Dönülmez denilen yollardan döndürür, çözülmez denilen düğümleri çözdürür, artık olmaz zannedilen her şeyi eğer isterse oldurur. Eğer kalbinizde bir yıkım başladıysa, yüreğiniz ümitvar değilse Allahı anınız. Çünkü Allah, derdinize derman olacak ilacı bahşetmek için sizden teveccüh etmenizi beklemekte… Hülasa, unutmamamız gereken bir şey varsa, o da; eğer O isterse, tüm karanlıklar aydınlığa inkılâp ediverecektir, bunu bilelim.
..
Neden yağıyorsun yağmur
Beni ıslatmak mı istiyorsun
Eğer ıslatacaksan
Gözlerimi ıslatma
Çünkü onlar zaten ıslak.
Neden esiyorsun rüzgar
..
Yıktın;
Üst üste duran bir taş kalmadı
Bir zamanlar bahçesinde gezindiğimiz surlarda…
Bahçe yok, bahçevan yok
Ne peri kalmış, ne prenses
Ne gül kalmış, ne çiçek
Acı ıslıklarıyla yeller esiyor şimdi o yerde…
..
Değişmek zormu?
İmkansız denenler..
Sormak zormu?
Öğrenmek..
Hadi hayal et..
Çiçeklerden en güzel buket,
Güllerden en güzel bahçe,
..
Bir derin kuyuda rastladık birbirimize,
Derin bir ah çektik,olmakla olmamak arasında.
Mutsuzluklardan mutluluk seçtik,yarılan kalbimizin ortasından,
Geçmiş,olmasaydı dediğimiz birikim,
Bir pişmanlık ana yasası içinde,
Yine kendimize hakimiyetsizliğimiz,
..
BAHÇELER
İlk önce ben
Terketmeliymişim bahçeleri
Zaman akmıyor orda
Bak duran dünya
Kurşun kurşun yığılan gök
..
Yunusa bülbül olana selam...
İslamdır çiçekli yolu
İslamdır meyveli dalı
İslam sanki tuba ağacı onda
İslama bülbül oldu çiçek dili
İslam bir bahçe bir güldü gönlü..
..
Geleceğim dedin,gelmedin,
Bir bayram sabahı yolunu gözledim.
Aramıza ne dağ girmiş,ne de bahçe
Atlas gibi mavi deniz girmiş nerden bilirdim.
Bir gün haber verdim gökte uçan martıya.
Ulaştırır dedim belki mesajımı,
Ne gezer,
..
Gurbet ne bana zulmün
Ne karnım doydu ne cebim para gördü
Bahar gelmiş neyime
Gidemedim köyüme yine...
Adam gibi geliyor bahar
Adam gibi ötüyor kuşlar
..
şiir kokusu
şenlikli bir ilkokul tenefüsünde
parende atan çocuk..
durup
bakamam
geçen zaman
çünkü
..
Yazarının adının önemi yok zira ona yazılan daha önceki hikayeler arasında bu hikayenin de bir önemi yok bu yüzden size bu kimsesiz yazarın kim olduğundan bahsetmeyeceğim çünkü Topkapı sarayının saadet bahçesinde,saraylı bir İstanbul akşamında genç bir adamın hayallerinin iki damla göz yaşıyla hazin bir şekilde noktalanmasın dan bahsedeceğim…
Herkesi düşünüyor dedi. Öyle dedim.. Seni dedi..? Beni boş ver. Doğum günü yaklaşıyor ya sıkıntın ondan dedi. Sustum. Susma öyle dedi suçlu çocuklar gibi dedi. Ne diyeyim dedim. Doğum günün kutlu olsun,iyi ki doğdun falan de işte. Hem sen demiyor muydun çok iyimserdir herkesi düşünür diye. Hiç sorma herkesi düşünür o. Mesela geçenlerde çıkan yangında ölen 11 işçiyi, çocuklarının gözleri önünde öldürülen anneyi, Suriye deki yüzlerce masumu düşünür. Bu insanların çaresizliği kalbinde ağır bir yük olur gece yarılarında… Gözlerinden uyku akar ama uyumaz biliyor musun eğer uyuya kalırsa onları üzeceğinden korkar… Tamam işte dedi sen ona bir şeyler yazmasan belki üzülecek dedi. Belki dedim… Öff dedi Ahmet hiç bayan ruhundan anlamıyorsun. O bir bayandan öte dedim. Ne o melek mi dedi..? Melek nedir diye sordum.? Melek nurdan yaratılmış yeme içmesi olmayan günahsız sahih varlıklardır diye cevap verdi. O zaman melek değildi. Aslın da o ne bir melek ne bir huri idi öyle gökyüzünde sırça bir köşkü olan prenses falanda değildi. O yıllar önce 1 haziranda dünyaya gelmiş, kaşlarını marlen Dimitri modasına uygun olarak kalemle yukarı doğru çekmiş, aşkımsı kırmızılara bürünmüş, güneş rengi saçlarıyla insanı kendine bağlayan, mehtaba ya doğ ya doğayım diyecek güzellikteki teninin rengi ile başlı başına bir kadınlık dehasıydı..
Haziranın ilkinden sonraki günlerin birinde çok güneşli bir İstanbul sabahında Ahmet’le beraber kulübede oturmuş çayın demini almasını bekliyorduk. Çok titiz adam dır bizim Ahmet 20 dakika olmadan çayı açmazdı. Bu huyunu bilerekten çay oldu mu dedim? İki dakika sabredemedin dedi. Ahmet evliydi birde çocuğu vardı hep ondan bahsederdi.. Eee ne yaptın senin şu yaş günü olayını dedi? Hiç sorma anlatılmaz bir gündü..
..
Nasır tutmuş elleri alnı açık yüzü ak
Kış demez boran demez çalışır yalınayak
Cemalindeki şavkı biri birinden parlak
Köylümüzdür o bizim o bizim milletimiz
Gün gelir bahçe bağlar dökülür birer, birer
Kimi zarar ziyanda kimi yaslı bu sefer
..