Kitaplar karanlığı öğretti,
Kadınlarsa ihaneti ve kini.
Yüzeysel dostlukların
Bittiği kıyılarda
Ayaklarıma batmış
Dikenlerle uğraştım.
Kim bilir ki beyazla kalbin avunduğunu
Bir kız bebeğe nasıl isim okunduğunu
Kaçak bir menekşeydi çocuk bakışları hep
Fark ederdi herkesin onu savunduğunu
Varsın fosfor bombalarıyla parçalansın çocuklar
veya İşid kafa kessin, tecavüz etsin.
Endişe dolsun enkır bakışlarına
"İsrail'e saldırı oldu" diyen spikerlerin.
Varsın Kürdistan diye bir devlet kurulsun,
sokakları doldursun o hain sırıtışlar.
Öğlen saat bir ve yine telefon.
Caddelerde seçim yüklü bir sıcak,
Tayyipli bir yerdi, adresi buldum.
Bugün de piç oldu yeşil diyetim
Yalnızca salata yerim demiştim.
Turkuvaz rengi hüzünler ve sıcak...
Ölü bir şehre sinen nazlı deniz...
Nemli bir hazla Maraş'tan geçeriz,
Tâze rüzgarlara teslim olarak...
Ardımızdan uçuşur tozlaşarak,
Gökten düşen kalbi temiz üç elma,
Bilmem hangi binbir gece masalı
Artık avutmuyor boş koltukları.
Gür sesli nutuklar, içli ağıtlar
Trajikomik bir son sahnedeyiz.
Şairin bir aklı fikri olunca
Sular da durulur çaylar da durur;
Şiir durağında uyur Dilrüba.
Kamera şakası aslında düşler
Tabirler nalıncı keseri sanki,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!