rüzgar susuyor nemli günün sonunda hava boğucu
bana gel diyor bir kulak çınlaması belli belirsiz
bu boş vadide beni çağıran da kim bir başlangıca
İnsanlar diliyor ölmüş bir çağı
Çoktandır putlaşmış tanrılarından.
Ancak ses seda yok tapınaklardan
Virüs kapladıkça köşe bucağı.
Bilin ki tüm tarih boyunca böyle
Kartopu oynamak pek caiz değil,
Kardan adam yapmak, heykel yapmak da
Kara bazı şeyler yazmak da günah.
Kar yağarken şiir yazarsa insan,
Açlık derse, kömür derse, kan derse,
Bir türlü gelmiyor sert geçecek kış
Radyolarda lastik reklamlarıyla,
Aşınmış şarkılar kafa yorarken.
Aslında tek sorun trafik değil
Haber de dinlemek tam bir işkence;
Tekrar dönüştürmek evi silaha
Kadim yazgıları seçme nedeni.
Kumlarda yarışan atlardan sonra,
Bilseydik kaç şehir baştan lanetli
Bahis doldururken ilk satırlara;
Gece saat oniki...
Büyülü ve romantik
son eski mum da söndü.
Kalktım bir çay doldurdum.
Yeniden koşmak gerek
Toprağın dibine gömülen kimdir?
Bir ışık bekleyen o kadar işçi,
Son defa ağlarken yarınlarına.
Koskoca bir ülke nasıl da sefil..
Ölüler üstüne ucuz hesaplar
Kum yüklü bulutlar çökerken şehre
Gökyüzü kanayan anılardadır
Öpülen bir resmin eskiliğinde...
Sen yokken yürümek zor olmamıştı
Dikenli bir çalı kuraklığında
Yeşil duvarlardan yansıdı yüzün,
Ellerin izleri kolayca buldu.
Herkes anladı ki bu ilk değildi.
Bir gaz kokusuyla sırlandı zaman.
Dünü ve o günü yarım bırakan




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!