Yağmurun sesi ve toprak kokusu,
Hızını yitirmiş serin rüzgarda
Kadere baş eğmiş çam ağaçları...
Huzuru bölen bir telefon zili,
Sağnağa dönüşen yoğun ithamlar
Bayanların tutulmamış günlüklerinde,
ÜÇ'ün turunç olduğu hiç görülmemiştir.
Ama ustalıkla gizlenmiştir bir sürü İKİ
İncecik bir kadın sızar kalbime,
Yüzüme örttüğün kalın geceden.
Öyküsü imâlı birkaç kelime
Makyajı aktıkça utanır benden.
Sen uyuduğunda o kadın kalır.
Bir melek düştüğü zaman işlenir
Ölü istiridye kabuklarına
Kısacık aşklara dair ne varsa.
Sorgulamak kendi acizliğindir,
Sarı yüzlü deniz duraklarında
Kartopu oynamak pek caiz değil,
Kardan adam yapmak, heykel yapmak da
Kara bazı şeyler yazmak da günah.
Kar yağarken şiir yazarsa insan,
Açlık derse, kömür derse, kan derse,
Bir türlü gelmiyor sert geçecek kış
Radyolarda lastik reklamlarıyla,
Aşınmış şarkılar kafa yorarken.
Aslında tek sorun trafik değil
Haber de dinlemek tam bir işkence;
Tekrar dönüştürmek evi silaha
Kadim yazgıları seçme nedeni.
Kumlarda yarışan atlardan sonra,
Bilseydik kaç şehir baştan lanetli
Bahis doldururken ilk satırlara;
Gece saat oniki...
Büyülü ve romantik
son eski mum da söndü.
Kalktım bir çay doldurdum.
Yeniden koşmak gerek
Toprağın dibine gömülen kimdir?
Bir ışık bekleyen o kadar işçi,
Son defa ağlarken yarınlarına.
Koskoca bir ülke nasıl da sefil..
Ölüler üstüne ucuz hesaplar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!